Milli Savunma Bakanlığı, geçtiğimiz hafta internet sitesinde oldukça sıra dışı bir paylaşımda, ülkenin Savunma ve Dışişleri bakanlarının Ukrayna ziyaretleri sırasında iki Türk
azınlık olan Ahıska Türkleri ve Gagavuzların temsilcileriyle yaptığı toplantıdan görüntüler ve resimler yayınladı. 

Uzun süredir Ankaralı gözlemcilerin bildiği gibi, yurtdışındaki Türk azınlıklarla toplantılar yapmak ve bunları duyurmak Savunma Bakanlığı için pek de sıradan bir şey değil. 

Bu tür temaslar, Savunma Bakanlığından çok Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bir kurumu olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın görevi olmuştur.

İLGİ ORTADOĞU’DAN KAFKASYA’YA YÖNELDİ

Ankara’nın yurtdışındaki etnik akrabalarına olan ilgisi, Eylül sonlarında Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun alevlenmesinden bu yana belirgin şekilde arttı. 

Azerbaycan’a askeri yardımı, Azeri ordusunun 1990’ların başından beri Ermeni kuvvetlerinin işgal ettiği bazı toprakları geri almasına yardımcı oldu. Türkiye'de altı haftalık savaş, kamuoyunun dikkatini Orta Doğu'dan, Güney Kafkasya'ya kaydırdı.

102 YIL SONRA DÖNÜŞ

Özellikle devlete ait ve hükümet yanlısı medya, Rusya'nın aracılık ettiği ateşkes anlaşmasını hem Azerbaycan hem de Türkiye için bir zafer olarak selamladı. 

Ateşkesi izlemek için yapılacak olan Türk-Rus işbirliği, ‘Türk askerlerinin 102 yıl sonra Azerbaycan'a dönüşü’ ve bölgedeki ulaşım yollarının yeniden açılması planlanan Türkiye'nin Orta Asya Türk cumhuriyetlerine stratejik bir geçit kazanması olarak gösterildi. 

10 Aralık'ta, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü'de yapılan askeri kutlama törenine katıldı ve konuşmasında milliyetçi bir Azeri şairin İran'la diplomatik tartışmaya yol açan şiirini okudu. Bazı Türk gözlemciler için Erdoğan’ın konuşması Ankara’nın dış politikasında bir değişimin işareti olarak yankılandı.

KATAR DIŞINDA MÜTTEFİK BULUNAMADI

Erdoğan’ın Azerbaycan ile daha güçlü bağlara vurgu yapması, dış politikasının odağının giderek Arap dünyasından Kafkasya, Karadeniz ve Hazar havzaları ve Orta Asya’ya kayacağı beklentisini güçlendirdi. 

Ankara'nın bir süredir ihmal ettiği Orta Asya’daki Türki cumhuriyetleri ile askeri ve güvenlik işbirliğini de içeren bağları güçlendirme çabaları sürpriz olmamalı. 

Değişimi dikte etmek, hem dış hem de iç politikanın reel politikasıdır. Bölgesel bağlamda, Erdoğan hükümeti Müslüman dünyasında liderlik iddiasına rağmen Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da Katar dışında hiçbir gerçek müttefik bulamadı.

(Al-Monitor)
Çeviri: İsmail Cömert