Eski İçişleri Bakanı ve Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Suriye’de Mart 2025’te kabul edilen geçici anayasada Türkmenlerin yok sayıldığını, diğer etnik grupların ise temsil hakkına sahip olduğunu belirtti. Tantan, bu durumun Türkiye için kabul edilemez olduğunu vurguladı.
1926 ANKARA ANTLAŞMASI
Tantan, 1926 Ankara Antlaşması’na atıfta bulunarak, Türkiye, Irak ve İngiltere’nin Musul ve Kerkük’te garantör ülkeler olduğunu hatırlattı. ABD’nin Irak işgali sonrası Musul ve Kerkük’te oluşan statü boşluğunun Suriye’yi de kapsayacak şekilde yeni bir antlaşmayla düzenlenmesi gerektiğini savundu. Türkiye’nin garantör ülke olarak bu konuyu gündemine alabileceğini ifade eden Tantan, Suriye’deki terör unsurlarının kendilerini feshetmemesi halinde Türkiye’nin siyasi ve askeri tüm seçenekleri masada tutması gerektiğini belirtti.
COLANİ VE EMPERYALİZM ELEŞTİRİSİ
Tantan, paylaşımında HTS lideri Ebu Muhammed el-Colani’nin “dost mu, yoksa emperyalizmin taşeronu mu” olduğunun bu süreçte ortaya çıkacağını söyledi. Türkiye’nin artık kayıplara tahammülü olmadığını vurguladı.
“ATATÜRK’ÜN BAĞIMSIZLIK İRADESİYLE YURDUMUZA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Tantan, I. Dünya Savaşı’ndaki kamplaşmanın bugün de devam ettiğini, emperyalist güçlerin etnisiteyi bölge ülkelerini parçalamak için bir araç olarak kullandığını ifade etti. Terör örgütü PKK’yı “emperyalistlerin kullandığı bir terör örgütü” olarak tanımladı ve ABD’nin eski Dışişleri Bakanlarından Condoleezza Rice’ın Ortadoğu’daki sınırların değişeceği yönündeki açıklamalarına atıfta bulundu.
Tantan, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Türk milletinin damarlarındaki bağımsızlık sevdası bu coğrafyanın değişmez gerçeğidir. Atatürk’ün bağımsızlık iradesiyle yurdumuza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu yurt bizim, sahip çıkacağız!”
Tantan’ın paylaşımının tamamı şu şekilde:
Suriye’de geçen mart ayında tanzim olunan geçici Anayasa’da Türkmenler yoksayılırken; diğer etnik grupların temsiliyetine olanak sağlanması Türkiye’nin asla kabul edemeyeceği bir durumdur. 1926 Ankara Antlaşması uyarınca Irak, Türkiye ve İngiltere Musul ve Kerkük üzerindeki garantör ülkelerdir. ABD’nin Irak’ı işgali sonrasında Musul ve Kerkük’te doğan statü boşluğu içine Suriye’yi de alan yeni bir antlaşma ile yeniden düzenlenmelidir. Türkiye garantör ülke olarak bunu gündemine alabilir. Suriye’deki terör unsurları kendini lağvetmediği takdirde Türkiye siyasi ve askeri tüm seçenekleri masada tuttuğunu uygun biçimde ortaya koymalıdır. Colani’nin dost mu yoksa emperyalizmin taşeronu mu olduğunu bu süreç ortaya çıkaracaktır. Türkiye’nin artık kaybetmeye tahammülü yoktur. I. Dünya Savaşı’ndaki kamplaşmanın benzeri bugün devam etmektedir. Dün de bugün de emperyalistler bölgede etnisiteyi bir parçalama aracı olarak bölge ülkerine karşı kullanmaktadır. Bölücü terör örgütü PKK da emperyalistlerin kullandığı bir terör örgütüdür. Ancak unutulmamalıdır ki emperyalistler sadece iç karışıklık çıkarmakla yetinmemekte, hedef ülkelerin yönetimlerini de şekillendirmektedir. ABD’nin eski Dışişleri Bakanlarından Condoleezza Rice’ın Ortadoğu’daki sınırların değişeceğini “kesin” olarak söylediği bilinen bir gerçektir. Ancak Türk milletinin damarlarındaki bağımsızlık sevdası da bu coğrafyanın değişmez gerçeğidir. Atatürk’ün bağımsızlık iradesiyle yurdumuza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu yurt bizim sahip çıkacağız!
Suriye’de geçen mart ayında tanzim olunan geçici Anayasa’da Türkmenler yoksayılırken; diğer etnik grupların temsiliyetine olanak sağlanması Türkiye’nin asla kabul edemeyeceği bir durumdur. 1926 Ankara Antlaşması uyarınca Irak, Türkiye ve İngiltere Musul ve Kerkük üzerindeki…
— Sadettin Tantan (@sadettintantan) May 19, 2025