Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, İçişleri Bakanlığı'nın hedefindeki CHP'li Mersin Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan olayı köşesinde yazdı. 

'GÖREVE EN UYGUN İSİMDİ'

İlk olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Fuat Tuğluoğlu'nun göreve gelişini anlatan köşe yazarı, şu bilgileri verdi:

"2019’da CHP, belediye başkanlığını kazandı. Başkan Vahap Seçer, zabıta daire başkanlığını, halkın sevdiği Fuat Tuğluoğlu’na teklif etti. Tuğluoğlu, uzun yıllardır görev yaptığı şehri tanıyordu. Mersin’in asayişinden sorumlu polis müdürüydü. Doğal olarak bu göreve en uygun isimdi.

Öyle kolay olmadı. Görevlendirmeyle geçiş için dilekçe verdi. Ancak izin çıkmadı. Yukarıdakiler, 'CHP’li belediyeye nasıl geçersin' diye tepki gösterdi. Sonunda emeklilik dilekçesi verip, polis memurluğundan vazgeçip yeni görevine başladı."

Tuğluoğlu'nun 'eski çalışma arkadaşlarının' belediyeye operasyon düzenlediğini, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'i terörle itham ettiğini dile getiren Terkoğlu, "Haliyle işi zordu. Belediyedeki pek çok ismi suçlasalar da Mersin Emniyeti’ni yakın zamana kadar yöneten Tuğluoğlu’na, neyse ki terörist diyemediler" ifadesini kullandı; akabinde şunları kaydetti:

"Peki ne oldu diyeceksiniz...

Önümde İçişleri Bakanlığı’nın üç tane atama kararı duruyor. Altında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’nın da imzası var. Hani şu ağabeyinin FETÖ iltisaklı olması nedeniyle hedefte olan bakan yardımcısı.

Tayin edilen üç kişiden biri Pınar Tuğluoğlu. Mersin İl Emniyet Müdürlüğü’nden 26 Aralık’ta Samsun’a gönderilmiş.

Diğeri Deniz Ünsal. 23 Aralık’ta Mersin’den Kastamonu’ya tayin edilmiş.

Sonuncusu Aliye Yeter. Yine 23 Aralık’ta, Mersin’den alınıp Bartın’da görevlendirilmiş. İsim benzerliği değil...

Pınar Tuğluoğlu, Mersin Zabıta Daire Başkanı’nın eşi. Diğer ikisi de Pınar Tuğluoğlu’nun kız kardeşleri.

ŞEHİT ÇOCUĞUNA EZİYET

Üç kız kardeşin de polis olmalarının bir sırrı var. O da babaları Niğde Ulukışlalı Ali Doğan. Devletin resmi kayıtları, 22089 sicil numaralı Ali Doğan’ın, 16 Nisan 1980’de şehit olduğunu yazıyor. Gaziantep’te, terör kaynaklı bir kuyumcu soygununu önlemeye çalışırken onlarca kurşunla şehit edilmiş. Hayatını kaybettiğinde en büyük çocuğu Pınar 7, kardeşi Deniz 2 yaşındaymış. En küçük çocuğu Aliye’yi görememiş bile. Annesinin karnındaymış. Babasının ölümünden üç ay sonra doğmuş.

Anneleri, babasız büyüyen üç kardeşi, zorluklar içinde okutmuş. Devletin şehit çocuklarına sağladığı destekle, üçünü de polis yapmış. Üçü de bugüne kadar Emniyet teşkilatında görev almış.

'O GÜN ÜÇ KIZ KARDEŞİN DE KADERİ DEĞİŞTİ'

Gelgelelim, ne zaman ki abla Pınar Tuğluoğlu’nun eşi Fuat Tuğluoğlu, Mersin Belediyesi’nde göreve başlamış... O gün üç kız kardeşin de kaderi değişmiş.

İçişleri Bakanlığı kaynaklarına sorduğum ancak içeriğini öğrenemediğim soruşturmaların sonucunda, üç kız kardeş, üç gün içinde, üç ayrı şehre, kış günü, neden olduğunu bilmeden sürülmüş. Anlatılana göre müfettiş raporu gerekçe gösterilse de üçünün de ifadesi bile alınmamış. 76 yaşındaki bakıma muhtaç anneleri, 'Kocam, çocuklarım, damadım yıllarca devlete hizmet etti, eşim şehit oldu, bunu hak edecek ne yaptık' diye soruyormuş. (...)"