Güç Sensin!

Tuluhan Tekelioğlu, 19 Mayıs’ın 100. yılında, umut veren gençlerle ilgili olağanüstü güzel bir belgesel çekti.

Tuluhan Tekelioğlu’nu alkışlıyorum! Gençliğe armağan edilen 19 Mayıs’ın100. yılında, umut veren sekiz gencimizin hikâyesini anlatan nefis bir belgesel hediye etti Türkiye’ye. Kimi engeline rağmen azimle başarıyı yakalamış, kimi imkânsızlıklar arasından parlamış... Belgeselin adı ‘Güç Sensin’. Tuluhan diyor ki, “Farklı düşünen, bol bol hayal kuran gençlere yol açtıkça, Türkiye başka bir ülke olur. Yeter ki gençlere güvenelim!” Kesinlikle haklı! Herkesin bu belgeseli izlemesi dileğiyle... Keşke sinema salonlarında da gösterilse.

BU GENÇLER
UMUDUN KENDİSİ

Gençlerimiz gelecek kaygısı içindeler. 
Oysa geleceğimizi onlar çizecek! Onlara umut vermek için bu belgeseli çektim. Türkiye’nin dört bir yanından umudun kendisi olan gençleri buldum. Mardin’den Eskişehir’e, Konya’dan İzmir’e, Bolu’dan Ankara’ya, farklı hayat deneyimleriyle büyümüş, bambaşka aile yapılarında yetişen, sabırla, çok çalışarak, hedefine doğru yürüyen sekiz genç. Berna, Leyla, Şeyhmus, Sümeyye, Fulya, Mizgin, Doğukan ve Kaan! Bize engeller arasından sızan ışıktan başarı doğabileceğini gösterdiler. Kendi gücüne sarıldığında neleri yapabileceğini fark ediyorsun. Yeter ki kendi gücüne sarıl. Kendine güven. O yüzden belgeselimizin adı ‘Güç Sensin!’

Nefis bir belgesel daha... Bu defa ne üzerine?
- Gençler üzerine! Umutsuz gençliğe, bir belgeselle umut vermek gibi bir hayalim vardı. Tabii ki bunu yine gençlerle yapabilirdim. 
 Neden umut vermek istiyordun?
- Çünkü bu toplum gençlerine güvenmiyor. Bu güvensizlik, gençlerin kendine güvenini de sarsıyor. Ne yazık ki nüfusumuzun yüzde 15’ini oluşturan 14-25 yaş arasındaki gençlerimizin yarısı hiç hayal kurmuyor. Hayal kuran, bunu gerçekleştiren, değişimi kendi içinde başlatan gençleri bulmak için yola çıktım. Belgeseli 19 Mayıs’ın 100. yılına yetiştirebilmek bir başka hayalimdi. Başardık. Genç kahramanlarımızı yakında tüm Türkiye tanıyacak.
Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez
Bu kahramanların hepsi engelleri aşabilmiş gençler mi?
- Hem de nasıl! Oğlum Ömer büyürken şunu fark ettim: Bizler çocuklarımız zorluklarla karşılaşmasın diye engelleri önlerinden kaldırmaya çalışıyoruz. O kadar yanlış ki! İnsanı büyüten şey zorluklar. Problemlerle baş etme yöntemlerimizi geliştirir. Hayatta ne kadar zorlukla karşılaşırsak, direncimiz o kadar artar. İşte bu yüzden her şey önlerine hazır sunulan gençler ne yazık ki fark yaratmıyor. 

Belgesel çok etkileyici bir cümleyle başlıyor... 
- Ben de seviyorum o cümleyi: “Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez!” İnsanın kanatları gayretidir. Gençlere güvendiğimizde, kanatlarını öyle büyük bir güçle açıyorlar ki, ezber bozuyorlar. Yükselmeye başlıyorlar. Türkiye’yi işsizlikten kurtarmak için, kendine güvenen bir ülke yaratmak için ezber bozan, hayal kurmaktan vazgeçmeyen gençlere ihtiyacımız var. Hayal kurmak, “Sen yapamazsın!” diyenlere ilk başkaldırıdır. Tutkuyla hayaline sarılanlar, inat edenler, zorlukları avantaja dönüştürebilenler iz bırakır. İsterim ki filmimizi izleyen gençler, kendilerine şu soruyu sorsunlar: “Benim hayattaki amacım nedir?” 
Umudu kadınlar ve gençler getirecek
Ben de bu ülkede en çok kadınlara ve gençlere inanıyorum. Sen kadınlar üzerine de belgesel yaptın...
- Kadınlar ve gençler, bu ülkenin ötelediği, potansiyel gücünü önemsemediği, varlığını dikkate almadığı, en çok baskı gören, ezilen, değer verilmeyen kesimi. Oysa Türkiye’ye umudu kadınlar ve gençler getirecek. Değişim şimdiden başladı. Kadınları ve gençleri önemsemeyen anlayış kaybedecek. Genç işsizliği yüzde 25! Bir başka ülkenin vatandaşı olmayı hayal eden gençlerin varlığı bizi üzüyor. Ama var olanı kabul etmeyip zorluklara rağmen ilerleyen bir gençlik de var. İşte ben onları bulup ortaya çıkardım. Yeni nesil hakkındaki önyargıları da kırmak istedim. 
Belgeseldeki gençlerin ortak özellikleri neler?
- Doğallar, hakikiler. Her şeyin sunulduğu, tüketim bağımlısı bir gençlik de var, onlardan çok farklılar. Hayallerini, hedef haline getirmişler. Yaşadıkları zorlukları gülümseyerek anlattılar. Mizah duygularına hayran kaldım. Çok sevdim onları. Montaj sırasında defalarca izlediğim için mimiklerini, vücut dillerini ezberledim. Belgeseli çeken ben olmamama rağmen finalde gözümden yaşlar boşaldı. İzleyenler de duygulanacak.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ