Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV canlı yayınında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

KORONA SÜRECİNİ ANLATTI: CUMHURBAŞKANI'NDAN UZAZLAŞTIM

Koronavirüs tedavisi sırasında yaşadıklarını anlatan Kalın "Virüs ilk belirlendiği anda Cumhurbaşkanımızdan uzaklaştım, onun sağlığı hepimizinkinden daha önemli. Karantinaya aldım kendimi. Test pozitif gelince hemen karantinaya ve tedaviye geçtim. Tedavi süreci zorlu değildi" dedi.

ALATTİN ÇAKICI'NIN KILIÇDAROĞLU'NA HAKARET VE TEHDİDİ

Geçtiğimiz Salı günü, organize suç örgütü lideri Alattin Çakıcı'nın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu ölümle tehdit etmesine de değinen Kalın "Savcılık soruşturma başlattı ve hukuki süreç ilerliyor. Türkiye'de kimsenin kimseyi bu şekilde tehdit etmesi kabul edilebilir değil. O sürecin tamamlanmasını bekleyeceğiz. Umarım hukukun kuralları içerisinde ne gerekiyorsa mahkemeler gereğini yapacaktır." dedi.

FOTO-Arşiv - Cumhurbaşkanlığından, Kılıçdaroğlu'nun tehdit edilmesine ilk yorum geldi...

BAHÇELİ'NİN TUTUMU

Sözcü Kalın,  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tutumu ile ilgili ise "Sayın Bahçeli'nin Çakıcı ile eskiye giden bir dostluğu olması da onun belki bir vefa duygusuyla söylediği bir şey. Hukukun ortaya koyduğu normlarla bir çatışma olmaması gerekir." dedi.

ERDOĞAN'IN HUKUK VE EKONOMİDEKİ REFORM 'AÇILIMI' 

Kalın sözlerini şöyle sürdürdü:

*Türkiye gibi dinamik, demokratik, dünyaya açık bir ülkenin toplumsal, siyasal, ekonomik ihtiyaçları da değişerek dinamik bir süreç arz ediyor. 
Yeni kanunlar yaparsınız, yeni bakış açıları geliştirirsiniz. Özgürlük-demokrasi-güvenlik dengesini oturtarak Türkiye bunu uzun yıllar yönetti. Ülkemizin milli güvenliğini hedef alan tehditler ortadan kalkmış değil.

*FETÖ, PKK gibi örgütlerle mücadelemiz devam ediyor. Biz bunu öncelikle kendi vatandaşımızın demokrasi standartlarını yükseltmek için yapıyoruz. AB perspektifi de hala önemli, bütünüyle kaybedilmiş değil. Ama bazen müttefiklerimizle ulusal güvenlik konusunda görüş ayrılıkları olabiliyor, bizi anlamak istemiyorlar. Hangi ülkenin başına 15 Temmuz gibi bir darbe gelseydi, muhtemelen Avrupalılar çok daha sert tedbirler alırlardı. Tekrar özgürlük demokrasisi ve güvenlik dengesini bir arada tutarak vatandaşlarımızın bu ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeni bir hamle, yeni bir dönem Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edildi. Bunun birçok olumlu etkileri olacak.

"HASSAS DENGELER"

*Bu dengeyi korumak önemli. Çok hassas bir denge. Bu dengeyi korumak çok kolay bir şey değil ama her demokratik ülkenin mutlaka gözetmesi gerekir. Türkiye de bu dengeyi elbette korumak zorunda. Buna yönelik saldırılar olmadı mı, elbette oldu. Türkiye de büyük bir mücadele verdi. Vatandaşlarımızın mal, can güvenliği, göç gibi konularla birlikte düşünmek zorundasınız tüm bunları. Bu dengeyi koruyacak adımların atılması hem bizi güven hem de demokrasi içerisinde kılacak bir döneme işaret ediyor. Siyasete, ekonomiye yansımaları mutlaka olacak. 

YİK ÜYELERİ BÜLENT ARINÇ'IN VE CEMİL ÇİÇEK'İN ÇIKIŞLARI

*Cumhurbaşkanımız hem YİK'le hem diğer birimlerle bütün bu konuları istişare eder. Ama son tahlilde politikayı belirleyen irade de onun tarafından temsil edilir ve hayata geçirilir. Sn Arınç ve Çiçek'in bu konularda farklı görüşleri ifade etmeleri tabii ki mümkün. Onlar kendi görüşlerini ifade ediyorlar, Cumhurbaşkanımız da bunları dinliyor. Tüm bunların istişareleri yapıldıktan sonra politika haline gelmesi Cumhurbaşkanımızın iradesiyle olan bir şey. Gerçekten çok dinleyen, istişare eden, not alan bir liderden bahsediyoruz. Bir konuya bir kurum ya da şahıs kendi zaviyesinden bakar ama diğer bakış açılarını da dikkate alarak büyük fotoğrafı görmezseniz o zaman hata yaparsınız. Adalet Bakanımızın da yargı reformuyla ilgili güzel çalışmaları oldu, insan hakları çalışmaları var şimdi. Bu çalışmalar devam edecek. Aslolan milletimizin güvenliğinin sağlanması.

OSMAN KAVALA VE SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN TUTUKLULUK SÜRELERİ

*Bu hukuki bir süreç. Bazen hakim ve yargıçları da töhmet altında bırakan, 15 Temmuz'dan sonra ortaya koydukları mücadeleyi küçümseyen ifadeleri de görüyoruz. O darbe girişiminin önlenmesindeki en önemli ayaklardan biri de yargı ayağıydı. Bu iki isim üzerinden tartışmak istemem. Meseleyi sadece bu iki kişinin davasına indirgemek istemem. Bunlar zaten yargı reformu içerisinde konuşulan konular. Toplumdaki bazı hassasiyetleri de göz ardı etmemek lazım. Sn. Arınç bu şekilde konuştuğunda belki hukuki bir açıdan konuşuyor ama bunu yaşanan olaylardan bağımsız ele almak mümkün değil.