HDP'li Oluç’un TBMM’de düzenlediği basın toplantısından öne çıkanlar şöyle:

BAHÇELİ ANAYASAL SUÇ İŞLİYOR: MHP Cumhur İttifakı’nın bir üyesidir. Cumhur İttifakı, iktidarı oluşturmaktadır. Bu iktidarın bir parçası veya tamamı iktidarın gücünü kullanarak, yargı üstündeki baskısını pekiştirerek, bir siyasi partinin kapatılması için çabalara girmişse; Anayasa’nın 138. Maddesini açıkça ihlal ediyor demektir. Devlet Bahçeli, anayasal suç işlemektedir. Çünkü iktidarın yargı üzerindeki baskısı yoluyla sonuç almaya çalışmaktadır. Bir suç daha işlemektedir Devlet Bahçeli. Devlet Bahçeli, ‘6 - 8 Ekim İddianamesi kapatılması için yeterlidir’ diyor. Daha iddianamedir bu. Daha duruşması bile görülmemiş, hükmü oluşmamış ama Devlet Bahçeli, ‘hüküm verin’ demektedir. Belli ki 6 - 8 Ekim İddianamesi, bir siyasi kumpas iddianamesidir.

PARTİ KAPATMAK ÇÖZÜM MÜ: Türkiye’de parti kapatmak bir çözüm oluşturmuş mudur? Beş partimiz kapatılmıştır da sonuç ne olmuştur? Akan kan durmuş mudur, toplumsal barış sağlanmış mıdır? Her seferinde mücadele edenler daha güçlü şekilde buluşmuşlardır. Her seferinde daha güçlü şekilde siyaset sahnesinde yerlerini almışlardır. HDP de bu anlayışla güçlenmiştir. Seçmenlerimizin gönlündeki yer değişmemiştir. Tam tersine hukuksuzluklar tescil edilmiştir. Halk siyasi idaresine ve geleceğine sahip çıkmıştır. AKP’nin mücadele ettiği kulvarda daha önce kaç parti kapatıldı Dört parti kapatıldı. AK Parti hakkında da kapatma davası açıldı. Toplumsal ve siyasal sorunların çözümü noktasında bir adım atılmış oldu mu? Hayır. O gün Adalet ve Kalkınma Partisi’nde bir araya gelmiş odaklar, bugün Halkların Demokratik Partisi’ni kapatmak için bir araya gelmişlerdir. Adalet ve Kalkınma Partisi de onlarla bir arada hareket ederek, kapatmaya çalışmaktadır.

HDP’NİN DİRENİŞİ BAŞARILI OLDU: Bütün baskılara, zulme, gözaltı ve tutuklamalara rağmen HDP en ufak geri adım atmadı. İktidar kapatma davası açmaya çalışarak, ‘biz HDP ile baş edemedik, siyasi olarak yenemedik, haklı mücadelesini sonlandıramadık, halk sahip çıktı, yapacağımız tek şey kaldı, yürütmenin yargı üzerindeki baskı yoluyla HDP’yi kapatabiliriz.’ HDP’nin direnişi başarılı oldu diye algılıyoruz.

PERİNÇEK’İN BAŞLATTIĞINI DEVAM ETTİRİYOR: İstiyorsunuz ki HDP dün Ankara Kalesi’nde intihar etmiş esnafı, kadın cinayetlerini, gençliğin kaldığı haksızlıkları, bu iktidarın faiz lobisine teslim olmasını, iktidar ortağının askıda ekmek fiyaskosunu konuşmasın, esnafın, çiftçinin, köylünün, işçinin, emeklinin hakkını, Kürt sorununu konuşmasın istiyorsunuz. HDP bunları da konuşuyor, Kürt sorununu da konuşuyor. Bu da konuşulmasın istiyorsunuz. Bütün kamuoyu açıklamaları gösteriyor, siz yavaş yavaş kepenklerinizi indiriyorsunuz. Doğu Perinçek’in başlattığını Devlet Bahçeli devam ettiriyor.

HDP DÜKKAN DEĞİL HALK HAREKETİDİR: 15 Temmuz’da darbe girişimi başarılı olsaydı, onların yapacağı ilk iş siyasi partileri kapatmak olacaktı. Darbeci zihniyetler, Türkiye’yi kapatılmış parti mezarlığı haline getirmiştir. Şimdi aynı zihniyet tezahür etmiştir. HDP dükkan değil, bir halk hareketidir. Sonuç alamayacaksınız. HDP’yi siyasi denklem dışında bırakalım istiyorsunuz. Siyasi dengeleri ve sonuçları belirleyen temel güç olmaya devam edeceğiz. Altı milyon seçmen, siz böyle davranırsanız yarın on milyona ulaşır. Seçmenlerimiz, hepimizi cezaevine koysanız bile ne diyeceğimiz konusunda hareket ederler. Demokrasi ile bağı olmayanlar, bağ kursunlar. HDP en büyük engel değildir. Demokrasi için büyük bir fırsattır. Demokratik cumhuriyetin inşası için büyük bir fırsattır.

MESELE TÜRKİYE MESELESİ: Uluslararası duruma bakmak lazım. Geçtiğimiz yıl 22 Aralık’ta AİHM karara bağladı, ‘2015’ten bu yana HDP’ye açılmış davalar siyasi kumpas davalarıdır’ dedi. ‘Siyaset hakkı ihlal ediliyor’ dedi. Bu kararla birlikte, ‘Türkiye’nin temel imzacısı olduğu AİHM Sözleşmesi’nin 46. maddesinin gereğini yerine getirin’ dedi. Bu yapılmadı, bunun üstünü örtmek istiyor. İlk defa Türkiye yakın tarihinde batıdaki müttefiklerinin bütün kurumlarıyla kavgalı hale düştü. Anayasa’nın 90. maddesini bu iktidar çiğniyor. AİHM kararlarını uygulanmaması ya da HDP’nin kapatılmasına dair davalar, bütün Türkiye’nin sorunudur. Bir kez daha iktidarı uyarıyoruz. Çağrı yapıyoruz. İlkesel duruş sergileyin. Mesele sadece HDP’nin değil hepimizin meselesidir. Mesele demokrasi ve hak ve özgürlükler meselesidir. Sivil toplum kuruluşları, toplumsal muhalefet hep birlikte adım atabilirsek Türkiye’yi demokratikleşmeye doğru götürecek adımları atabiliriz.