Bekir Ağırdır, muhalefetin cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarından çıkarak ortak bir yol belirlemesi ve kimlikleri aşan bir siyaset izlemesi gerektiğini belirterek “O zaman göreceğiz ki oyu yüzde 20’ler, 40’lar değil belki yüzde 60'ları da bulacak” dedi. Türkiye’nin ihtiyacının özgürlüklerden yana bir iktidar olduğunu dile getiren Ağıdır, şu anda muhalefette kimliklere mahkum bir fotoğraf olduğunu ifade ederek; "Türkiye toplumu bugünkü kimliklere sıkışmışlığı ve kutuplaşmayı sürdürmek istemiyor kaldı ki kurulu nizamla da bir derdi var." dedi.

HDP KAPATILABİLİR 

Ağırdır, seçimin beklediğimizden daha da kısa bir sürede olacağını ve iktidarın, ekonomik-siyasi baskılar ve kısıtlamalarla seçime gitmek isteyebileceğini, böyle bir durumda HDP’nin de kapatılabileceğini söyledi. 7 Haziran - 1 Kasım sürecinde yaşanan olaylar sonrası seçmenin iktidara meylettiğini, son bir ayda yaşanan ekonomik sorunların ve iktidarın söylemlerinin yine seçmenin tercihlerini bükmeye yönelik bir çaba olarak okunabileceğini söyleyen Ağırdır, iktidarın ekonomi üzerinden bir ‘bekâ’ problemi söylemi üretebileceğini ifade etti. 

'6 AY 1 YILA İHTİYAÇ VAR'

Ağıdır, “Seçime doğru artık son düzlüğe girdik. En azından söylem olarak seçimden sonraki inşa süreci, toplumsal psikolojiyi onarmak, devletin bürokratik mekanizmalarını yerli yerine oturtmak için bile 6 ay, 1 yıla ihtiyaç var. En azından bunun gerekliliğini topluma anlatmak için bile bir ortak stratejiye dönmek gerekir. Dolayısıyla sadece adayı ben belirlerim gücünü ele geçirmeyi yeterli görüyorsa CHP yanılıyorlar. Adayı belirleme yetkisi kadar kayıpta da sorumluluğu olacak. Dolayısıyla yeni bir vitese yeni bir aşamaya geçilmesi lazım” dedi. 

Ağırdır, Erdoğan’ın kendi seçmeninin 3’te 1’ini kaybettiğini ve AKP’nin yeni seçmen kitleleri yerine kaybettiği seçmen kitlesinin konsolide etmeye çalıştığını ifade eden Ağırdır, AKP’li seçmenin de değiştiğini söyleyerek şöyle devam etti:

"Sözü edilen kitle de kentli hayatı benimsiyor. Güncel hayat pratiklerinde seküler ile muhafazakar dünya kentleşmede benzeşiyor. Muhafazakar dünya da bunca kutuplaşmalara rağmen aynı mahalle aynı bina aynı ofis ortamında bütünleşiyor. Sözü edilen insanlar muhafazakar seküler dünyaya her geçen gün yakınlaşıyor. Bu analize başlarken yüzde 60’lardan yüzde 40’lara gerilemiş bir kümeden söz edeceğiz. Bu küme içerisindeki yüzde 20'de AKP’ye daha tam olarak onay vermiyor. Küme içerisinde bir grup Erdoğan'ı idol görüyor. Bu küme laiklik ve sekülerlikten uzak olan bir küme. Siyaseten de Atatürk ve Cumhuriyet ile sorunları olan bir küme.

Bu küme Tayyip Bey ya da benzeri bir siyasetçinin yanında olacaktır.Başka bir küme dini değerleri yüksek olanlar. Ancak onlar bakışı ekonomik nedenler, fırsat eşitliği gibi bir çok şeyi talep ediyorlar. Bu küme kazanımlarını kaybetmek korkusu ile yaşıyor. Erdoğan sonrası süreç ne olur endişesi ayrışıyor. Bu algı ve kaygı gerçek. Yardımlar kesilir mi, kızım üniversiteye girebilir mi gibi kaygıları olan bir küme.

Üçüncü küme dindar aile çocukları, gençler eğitimliler, ibadetlerini yapıyorlar ancak kentliler. Ataerkilliğe nasıl itirazları var, AKP’ye ye eleştirel bakıyorlar."

KAYNAK: MEDYARADAR