Yeme içme sektöründe yatırım yapan herkesin hayali uzun yıllar bu yatırımlardan para kazanabilmektir. Uzun yıllar ayakta kalabilmek için ve para kazanabilmek için cironuzun iyi olması ve kontrollü gider yönetim uygulamasını disiplinli bir şekilde devam ettirmeniz gerekiyor. Yeme içme sektörünün ülkemizde yaşanan her türlü krizden en fazla etkilenen kırılgan bir sektör olmasından dolayı dikkat edilmesi gereken en önemli gider kalemi kira gideridir. Yaklaşık 20 yıllık yeme içme sektörü tecrübemde gördüğüm durum maalesef mal sahiplerinin çoğu yaşanan krizlerde taviz vermeden kiralarını tahsil etme yoluna gitmeleridir. Mal sahibiniz ister avm olsun ister şahıs olsun tavır asla değişmiyor. Geçtiğimiz yıllarda dolar kiraları konusunda yapılan kanuni düzenleme sektör adına iyi oldu ancak düzenleme yapılana kadar bir çok işletme ağustos 2018'de yaşanan dolar krizinden dolayı işletmesini kapatmak zorunda kaldı. Bugüne bakarsak durum pek farklı değil. pandemi nedeni ile içişleri bakanlığı kararnamesi ile restoranların faaliyetleri geçici olarak durduruldu. Fakat bu döneme ait kira ödemleri konusunda her hangi bir gelişme maalesef olmadı. Haziran ayından bugüne kadar geçen sürede gördüğüm kadarı ile bir çok işletme kira konusunda yaşadığı sorunlardan dolayı iş yerini kapatmak zorunda kaldı. Yeni normal adı altında sürekli olarak yeni uygulamalar yapılıyor ancak kira giderleri eski normal boyutunda ve hatta zam dönemi gelen işletmelerde zam uygulamaları da yapılmakta. Yeni normalin henüz anlaşılamamış olduğunu düşünüyorum. Tüm dünyanın pandemi sürecinden olağan üstü etkilendiği bir dönemde mal sahiplerinin bu durumu görmezden gelmesi mantıklı bir tavır değildir. Kapanan her işletme sadece işyeri sahibine kaybettirmiyor. Kapanmış olan her işletme istihdam sorununu büyütüyor ve ekonomik olarak kayıplar yaratıyor. İş yerini 3-5 ay geç kiraya vermemeyi göze alıp yatırım yapmış kiracısına indirim yapmamakta, mantıktan uzak duygusal davranışlar olarak yapılıyor. Dünya yansın memleket krizle boğuşsun ama ben etkilen miyim diye bakmak günümüz şartlarında mümkün değil, iş dönüp dolaşıp size de mutlaka gelir. Kanun yapıcıların ve kanun uygulayıcıların mevcut sıkıntılı durumlara göre uygulama geliştirmesi ekonomik istikrar için önemlidir.
*
Gözümüzden kaçmasın:
BU BÖLÜMDE OKUNMASINI İSTEDİĞİM KENDİMCE ÖNEMLİ BULDUĞUM NOTLARI PAYLAŞACAĞIM:
STANFORD ÜNİVERSİTESİ’NDE KENDİ LABORATUVARINI KURUP GENETİK VE KANSER ÇALIŞMALARIYLA DÜNYACA ÜN KAZANAN GENÇ BİLİM İNSANI GÖZDE DURMUŞ, ŞİMDİ DE JCI TARAFINDAN DÜNYANIN EN BAŞARILI 10 GENCİ LİSTESİNE SEÇİLDİ. MEDİKAL İNOVASYONLAR KATEGORİSİNDE DÜNYA BİRİNCİSİ SEÇİLDİ. TEBRİKLER #BİRTÜRKDÜNYAYABEDEL
*
Peynir cenneti Anadolu….
Usta şair Cemal Süreyya “Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” demiş. Biz Türkler için kahvaltı o kadar önemlidir ki kahvaltı sofralarımızın çeşitliliğinin eşi benzeri yoktur. Hatta bu durum ortaya ‘Türk Kahvaltısı’ tarzını çıkartmış ve dünyaya kendisini kabul ettirmiştir. Anadolu’da yaklaşık 200 çeşit peynirimiz üretilirken bunların sadece 9 tanesi coğrafi işaretli ürün olarak tescil ettirilmiştir. Peynirleri ile ünlü Fransa’da yaklaşık 400 çeşit peynirin 56 tanesi koruma altına alınmıştır. Tescil ile koruma altına almak farklı uygulamalardır. Ülkemizde bu kadar zenginlik içinde yaşarken peynir kültürümüzün giderek yozlaşması ve devlet eli ile korumaya alınmıyor olması kendi kültür mirasımıza sahip çıkamadığımızı açıkça gösteriyor. İhracat sevdalısı ülkemizde peynirlerimize sahip çıkarak oluşturulacak stratejiler ve pazarlama planlaması ile katma değeri yüksek ürün satışı yapılabilir. Bu durumda gerçek üreticilerin kazanç sağlamasına imkan sağlayacağı gibi yerli ve milli kültürümüze sahip çıkabildiğimizi gösterecektir. Almanya’nın peynir konusunda ün yapmadığını ama 4,6 milyar dolar peynir ihracatını yaptığı ve ülkemizin peynir ihracatının 160 milyon dolar olduğunu düşününce daha gidilecek çok yol olduğunu görebiliriz.
Peynirlerimizin ne kadar değerli olduğunun bir diğer göstergesi de İngiltere ve Kanada vatandaşı olan Suzanne Swan'ın, Türkiye'deki yerel peynirler üzerine yazdığı "Türkiye'nin Peynir Hazineleri" kitabıdır.
Kültür mirasımız, zengin ve değerli ama bazı sorunlarımız var. Geleneksel metotlar ile üretilen peynirlere ulaşmakta hepimiz zorlanıyoruz. Diğer taraftan ürünlerimizin fiyatları olağan üstü pahalı olduğu için ulaşsak bile satın alma cesareti gösteremiyoruz. Yerli ve milli kültürümüze sahip çıkabilmek için hem gerçek üretim tekniklerine sahip çıkmalıyız hem de satış fiyatlarına dikkat etmeliyiz. Yüzlerce yıldır devam eden bu zengin kültürümüzü markalaşma ile taçlandırmanın zamanı gelmiştir.
*
Top Restoranları:
Bianca Somer Türkmen’in Top 5 Restoranı
İstanbul;
Sunset , Mürver
İzmir;
Deniz Restoran
Bodrum;
Mimoza, Elia, Limon
Çeşme;
Dost Pide, Ferdi Baba, Before Sunset