Birine karşı duygusal bağınız koptuğunda ya da kaybettiğinizde onun ne kadar sıradan biri olduğunu anlamış olursunuz. 
Sizin içinizden aldıklarını tüketmiştir! 

Artık zerre kadar ona karşı ne bir heyecan ne de enerjiniz kalmıştır. Böyle insanları sizin gözünüzde bu kadar büyüten ve özel görünmesini sağlayan şeyin aslında sizin ona verdiğiniz sevgi, saygı ve anlayışın olmasıdır. 
Ve anlamaya başladığınızda bütün bunları hak etmeyen birine bunca yıl nasıl katlanmışım, huzursuzluğunda kötü hissetmek kendini..

Kullanarak, harcayarak yok etmek, sonunu getirmek ve hiç kalmamasını sağlamak, hiçbir şey bırakmamak, bitirmek.

Oysa kazanmak ne kadar zordu!

Bitirmek, Tüketmek ne kadar da kolay..

Üzücü olan hep biriktirmek istiyoruz. Yiyemeyeceğimiz kadar yiyecek, giyemeyeceğimiz kadar giyecek, kullanamayacağımız kadar eşyalar, oturamayacağımız kadar evler..

Gözlerimiz midelerimizden, arzularımız ihtiyaçlarımızdan hep daha fazla daha büyük oluyor maalesef. 

Ve tuhaf olanı insan yaşlandıkça daha da besliyor, gençleştiriyor arzularını. Biriktirdikçe hayata olan bağları da daha çok artıyor. 

Öyle bağlanır ki hayata, bir gün bu dünyadan göçüp gideceğini düşünmez bile!
zamanla kaybolup gider aklından…

Tüketmeye çok meraklıdır insanoğlu.Biriktirdiği paranın, eşyanın, malın mülkün yanında gençliğini tüketir, zamanı tüketir, söylenecek sözünü tüketir… 

Kendini biriktirmeye çalışırken, kendini tüketir…

Ve anlıyor ki kaybettiğinde ne gören bir gözü, ne tutan bir eli, ne de yürüyen bir ayağı satın alamayacak ve kaybedince tekrar sahip olamayacak kadar aslında ne kadar fakir olduğunu..

Sevgilerimle