Gastronominin Suçu Nedir?

Mart 2020'de 75 gün kapalı kalan yeme içme mekanlarının haziranda yeniden açılması ile kapalı dönemin ve yeni dönemin finansman sıkıntılarından arınacağı umudu ile çalışmalarına başlayan restoran sektörü ağustos ayının yüzde yetmişlere varan ciroları ile artık her şeyin normalleştiğini düşünüyordu. 

Ötelenmiş ve ertelenmiş borçlarını yapılandırıp kasım-aralık dönemine umudunu bağlayarak işletmesini ayakta tutmayı hedefliyordu. Dünyada ve ülkemizde kışın gelişi ile artan hasta sayıları yeni önlemler alınmasını zorunlu hale getirdi. Buraya kadar her şey herkes tarafından normal karşılanıyordu. Ancak önlemler kapsamında sadece halı sahaların ve gastronomi sektörünün kapatılması kimse için sorun olmayabilirdi. Halı sahalar için bir şey söyleyemem çünkü sektörü tanımıyorum. Ancak gastronomi sektörü için söyleyebileceğim çok fazla ayrıntı var. Yasak kararları alınırken gözden kaçırılan bazı noktalar oldu. Bu noktalar gastronomi sektöründe yatırım yapmış ve istihdam sağlayan işletmeler için ve bu sektörde çalışanlar için çok önemli ayrıntılar. Hatta işletmeler için geri dönülemez kötü senaryolara sebep olabilecek gelişmeler yaratabilecek noktadadır. 

Öncelikle sektör çalışanları için şöyle bir durum var. Mart ve haziran arasındaki dönemde kısa çalışma ödeneği alabilmiş ancak işletmesi kapanmış ve haziran ayı içerisinde yeni iş bularak çalışmaya başlamış olanlar, bu dönem uygulanan yasaklarda kısa çalışma ödeneğinden maalesef faydalanamıyorlar. Bu durum hak kaybına ve eşitsizliğe yol açmakta ancak bundan daha önemlisi insanların geçimlerini sıkıntıya sokmaktadır. Sektör çalışanları bu hak kaybından dolayı ev kirası, banka taksitleri gibi ödemelerini yapamamaktadır. Yapılamayan bu ödemeler maddi sıkıntıları ve banka borçlarının faizler ile elde olmayan sebeplerden dolayı artmasına neden olduğu gibi psikolojik sorunları da beraberinde getirmektedir.
Pandemiye rağmen Cumhuriyet tarihi karlılık rekorları kıran bankacılık sektörü ve işleri yolunda giden otomotiv sektörüne verilen kısa çalışma ödeneği destekleri kaldırılarak yeme içme sektörüne aktarılabilir. Böylece kaynakların verimliliği arttırılarak ekonomik kayıpların önüne geçebiliriz.
Diğer tarafta bu sektöre yatırım yapan, geçimini yaptığı yatırımlardan sağlayan ve istihdam sağlayan işletmelerinde büyük sıkıntıları var. Henüz mart-haziran dönemi yaralarını saramamış borçlarını kapatamamış şirketler yeniden kapanarak daha büyük finansal krizler yaşamaktadır. Birinci dönemde yetmiş gün kapalı olan işletmeler tahmini olarak ocak ayında açılırsa toplamda yüz onbeş gün kapalı kalmış olacaklar buda demek oluyor ki üç yüz almış beş gün olan bir yılın yaklaşık 1/3'lik kısmında kapalı olarak gelirlerinden mahrum kalmaktadır. Yaklaşık yüz on beş gün devlet kararı ile kapatılan bu işletmelerin banka kredileri, çek ödemeleri, tedarikçi ödemeleri, kira ödemeleri gibi önceden planlanmış yapılması zorunlu ödemeleri vardır. Bu ödemeler için devletimizin acil olarak bu şirketlere finansal destek vermesi eğer veremiyorsa faizsiz şekilde bu ödemelerin en az bir yıl ertelenmesi için yapılandırma kanunu çıkartması gerekmektedir. Çek ödemesini dükkanın kapandığı için gelirinden mahrum kaldığı için yapamayan restorancının işletmesi kapalıyken haciz işlemi ile mi karşılaşacak? Bu dönem banka kredisini ödeyemediği için banka ile temerrüte mi düşecek? Bir şirketin başına gelebilecek bu kötü senaryolardan dolayı kredibilitelerini kaybetmeden korunmaya alınması gerekmektedir. Herkes biliyor ki bu ödemeler temerrüte düştüğünde yaklaşık yüzde 40 oranında borçlar büyümektedir. İşletme sahibi düzeni bozulduğuna mı üzülecek, icralık olduğuna mı üzülecek yoksa borcu büyüdüğüne mi üzülecek? Bir yıllık planlamada yılın 1/3'i zaman dilimde kapalı kalmak ve ödemelerini aksatmadan devam edebilmek her şirkete nasip olabilecek bir durum değildir. Pandemi öncesinde elde edilmiş ekonomik kazanımların ve ekonominin bel kemiği olan kobilerinpandemi sonrası kaybedilmemesi için bu yapısal desteklerin hata geçirilmesi önemlidir. Unutulmaması gereken en önemli durum kaybedilmiş her bir şirketin devlete maliyetinin çok daha fazla olduğudur.