İstanbul’un kalbi Taksim’de bir terör saldırısı gerçekleşti ve çok sayıda insanımız dünyada örneği olmayan bir fikirde birleşti;

‘VE SEÇİM ÇALIŞMASI BAŞLADI’

Yani seçim denilen demokratik bir eylem bizim ülkemizde bombalarla birlikte anılan hale dönüştü epeydir.

Bir İçişleri Bakanımız var.

Nevi şahsına münhasır biri.

Saldırı sonrası taziye açıklaması yapan ABD’nin paylaşımını kabul etmedi.

Bu işlerin arkasında onların olduğunu bir kez daha ima etti. Kendisi resmi bir kişilikti ancak şahsı adına mı konuştu yoksa bağlı bulunduğu hükümet adına mı anlamadık.Çünkü neredeyse aynı saatlerde ülkenin Cumhurbaşkanı Amerikan başkanı ile G-20 liderler zirvesinde  yanyana gelmiş ve ABD başkanı Biden’ın  taziyelerini kabul ediyordu. Aynı iktidarın içişleri bakanı Amerikan hükümetinin taziyesini iade etmişti oysa…

Bu memleket enteresan haller ülkesi oldu uzun zamandır.

Siyasilerin dönme, saf değiştirme, dün söylediğini kısa bir süre sonra tam tersini söyleme hızına “ÜMMET, MİLLET” yetişemez hale geldi.

CHP lideri hiç bitmeyen başörtü mağduriyetini gidermek için giyim kuşam üzerinden yasa teklifi önerisini attı ortaya. Siyaseten akla yatkın bir öneri miydi, gerekli miydi, zamanlaması doğru muydu ayrı tartışma konusuydu ancak devamında şöyle oldu;

İktidar bu adıma karşı daha üstten bir öneride bulundu. “Yasa değil Anayasa Maddesi haline getirelim.” dedi. 

Haller ülkesinde o anda siyasetin hali değişti.

Artık konu Anayasa maddesine dönmüştü.

Bunu yapabilmek için Cumhur İttifakı’nın mecliste daha çok EVETe ihtiyacı vardı…

HDP milyonlarca insanımızın oyunu almış, yasal bir parti.

Meclis’te grubu var.

Devlet rahatça siyasi çalışma yapabilsin diye milyonlarca lira ödenek veriyor. Hatta bazı zamanlar HDP'li vekiller yüce Meclis’te başkanlık görevini yürütüyorlar.

Milyonların oyunu almış, yasal bir partiyi uzun zamandır iktidar, dahası kimi muhalefet partileri TERÖRİST diyerek açıktan suçluyor.

Ülkenin nadide basını, meclis çoğunluğu, halkın bir bölümü bu TERÖRİST suçlamasını olağan hale getirmişken bir baktık ki AK Parti heyeti Anayasa değişikliği için HDP’yi ziyaret gitti ve fikir alışverişinde bulundu.

Hale bakar mısınız.

Bu beklenmedik görüşme üzerine herkesin gözü MHP’ye çevrildi.

En ateşli HDP düşmanı olan MHP’nin en üst ve en sert perdeden ve şiddetle itiraz edeceği bekleniyordu.

Haller ülkesinde sürprizler bitmezdi.

Devletin başına DEVLET gelecek Bahçeli mecliste grubu bulunan HDP ile görüşülmesini makul olduğunu söyledi.

Bu halden hale girme haline alışılmıştık ancak bu kadar makul kabulleniş sanki biraz fazlaydı.

Neyseki aradan birkaç gün geçti aynı Bahçeli Meclis gurubunda yaptığı konuşma ile HDP’nin varlığına dayanamadıklarını, bir an önce kapatılması gerektiğini söyleyerek aslına rücu etti. Bu 180 derecelik dönme hali aynı hafta içinde gerçekleşti...

Kapı komşumuz İran'da haftalar önce kadınlar “ÖRTÜNME” zorunluluğuna karşı isyan başlattılar. Buna benzer süreli ve dönemsel itirazlar daha önce de yaşandı ancak bu defa işin rengi başkaydı.

Kadınların başkaldırısı bugün yarın nasılsa öncekiler gibi sönümlerin beklentisini çoktan aştı.

Ve sadece örtünme isyanı olmaktan çıkıp bütün toplumun adalet ve özgürlük talebine dönüştü.

40 yıllık Molla rejimi ilk kez ciddi ciddi çatırdıyor.

Yanı başımızda bütün Ortadoğu’yu, hatta İslam dünyasını derinden etkileyecek bir toplumsal hareketlilik yaşanırken iktidar bile isteye bunu görmezden geliyor. İktidarın KÖR ve SAĞIR olması anlaşılır elbette ancak ‘LAİK CUMHURİYET’çiler, hatta SOSYALİST SOL dahi İran'daki gelişmelerden nedense yeterince heyecan duymuyor.

Bence enteresan bir hal.

Size de enteresan gelsin…

İ hali,
E hali,
De hali,

Bir de DEN hali vardı değil mi?

Bu kaotik ortamda bir haber düştü haber sitelerine.
Selahattin Demirtaş babasının ani rahatsızlığı üzerine cezaevi idaresine ziyaret için dilekçe yazmış, idare cevap vermemiş ancak bir gece Edirne’deki hücresinden alınıp büyük gizlilik ile Diyarbakır’a götürülüp babasıyla görüştürülmüş.

Ne kadar insani bir durum. Bu vesileyle babasına ve Demirtaş'a geçmiş olsun dileklerimizi iletelim.

Ancak, burası haller ülkesi.

Tutuklu ve hükümlülerin birinci dereceden yakınlarını hastalık nedeniyle ziyaret etme hakkı istisnalar dışında maalesef uygulanmıyor. Demirtaş annesi için uygulanmamış iken, devletin uçağı, jeti, helikopteri devreye girip sadece insani nedenlerle bu ziyarete izin vereceğine inanmak  azla saflık olmaz mı?

Bu ziyareti sabah akşam KATİL, TERÖRİST Demirtaş, diyenler görmezden geldi.
Muhalefet görmezden geldi.

Bir iki tepki gösteren olsa da onların tepkisi başka tutuklulara bu hak verilmez iken, neden Demirtaş'a bu ayrıcalık verildi üzerinden oldu.

Daha da önemlisi Sosyalist mahalle ve HDP konuyu GEÇMİŞ OLSUN dilekleri ötesine taşımadı.

Binlerce insan Demirtaş'a geçmiş olsun twitleri attı ancak bildiğimiz Demirtaş bir teşekkür cevabı yazardı. O da konuyu yok saydı.

Bir enteresanlık olduğu kesin de ötesini zaman gösterir elbette…

Yazıyı bağlayalım,

Haller ülkesinde bu kış zor ve sürprizli geçecek belli ki.