İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi eski Dekanı ve CHP eski Milletvekili iktisatçı Prof. Dr. Esfender Korkmaz, Türk ekonomisinin son 20 yılını “Ekonomide Derin Göçük” (Asya Şafak Yayınları) adlı kitabında ele alıyor. 

AK Parti’nin iktidara geldiği 2002’den günümüze dek uyguladığı ekonomik politikaların, açıklanan hedeflerin tutturulamadığını, planların kâğıt üzerinde kaldığını ve sonradan tamamen kaldırıldığını hatırlatan Prof. Dr. Esfender Korkmaz, 2020’de yayınlanan “Demokrasi ve Kalkınmada Zor Geçit” adlı kitabında demokrasiyle kalkınmayı irdelemişti. Türkiye’yi ekonomik iflasa sürükleyen nedenlerin başında AK Parti’nin kamu kaynaklarını ve imkânlarını istediği yönde ve özellikle de seçim popülizmi veya yatırımı olarak kullanma isteğinden kaynaklandığının üzerinde duran Korkmaz, son kitabı “Ekonomide Derin Göçük”te ise Türkiye’nin devlet güdümlü ekonomi yani planlı ekonomiden serbest ekonomiye, ekonomik liberalleşmeye geçişteki hatalarını derinliğine analiz ederek çözüm önerileri sunuyor.

1994, 2000 ve 2001 ekonomik kriz yıllarının hemen ertesinde Türkiye’nin bu krizlerden çıkmayı başardığını vurgulayan Prof. Dr. Esfender Korkmaz, “1980 darbesi ile de demokrasi krizi yaşamıştık ve fakat sonrasında hırpalanmış olsa da, demokrasiye dönmüştük. Ayrıca, demokrasi krizi yanında ekonomik ve sosyal kriz devam etmemişti. Bugün ise her alanda siyasi iktidarın iktidarda kalabilmek için aşama aşama duvar gibi ördüğü sorunlardan kaynaklanan bir “derin göçük” içine düştük” diyor.

Günümüzde dünya ekonomisi küreselleşmenin tıkandığı bir konjonktür içinde. Bu gelişmeden ülkemiz, bugünkü iktidarın yanlışları ile payına düşeni fazlasıyla aldığına işaret eden Prof. Dr. Korkmaz, kitabında şu uyarılarda da bulunuyor: 

“Eğitimde sosyal faydanın umursanmadığı, ideolojinin öne çıktığı, devletin kurumsal yapısının tahrip edilip dışlandığı, demokrasi ve hukuk altyapısının olmadığı, kaynakların çarçur edildiği ve gelir dağılımının toplum vicdanını rahatsız edecek boyutlarda bozulduğu bir ülkede elbette yalnızca büyüme, refah ve huzur getirmez.”

Tarımsal üretimden sermayeye, banka ve sigorta şirketlerine değin ekonomik ve yatırım alanında AK Parti’nin yaptığı planlamaların uygulanabilir olmadığını dile getiren Korkmaz, kamu kaynaklarının kullanılmasındaki hatalar nedeniyle ya da kendi görüşlerine yakın şahıs, kurum ve kuruluşlara aktarmaya başlamasıyla ekonomik göçüğün daha da büyüdüğüne dikkat çekiyor.

Prof. Dr. Esfender Korkmaz kitabında konuya ilişkin şunları da aktarıyor:

(…) Türkiye gibi tam serbest bir kambiyo rejiminin olduğu, dalgalı kur politikasını uygulandığı, ekonominin yüzde yüz dışa açık olduğu ve üretimin yüzde 40 oranında ithal girdiye bağımlı olduğu bir ekonomide Merkez Bankası (MB)’na bu kadar müdahale ederseniz, faizi de yalnızca nominal faiz olarak görürseniz, üstelik ekonomiyi kriz eşiğine sürüklerseniz, yerli ve yabancı sermaye, tüm kurum ve kuruluşlar ve insanlar endişe duyar. Bu gibi sisteme ters olan ve rasyonel olmayan uygulamaların neden yapıldığını sorgular.

Dahası, bu kadar döviz çıkışına rağmen eğer ekonomi yönetimi ve MB kurda istikrar sağlayamamışsa, yabancı sermaye çıkmışsa, cari açık büyümüşse, enflasyon daha da artmışsa ve kur şokları yaşandığı için halk geçim sıkıntısı çekiyorsa, o zaman halkın ‘Eyvah bu kadar döviz boş yere mi gitti?’ deme hakkı elbette olacaktır…

2021 Nisan ayı ortasında MB Başkanının ‘128 Milyar Nerede?’ sorusuna cevap veren açıklaması da inandırıcı olmadı…

MB Başkanı için söylenecek tek söz var. Bu söz de Ziya Paşa’nın ‘Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; ahsın görünür rütbe-i aklı eserinde’ sözüdür. MB Başkanı yapılan işlemleri açıklıyor. 128 milyar dolarda zaten bu işlemlerden ortaya çıkıyor. Kime ve nereye gittiğini açıklamıyor…

Zaten ‘128 milyar dolar ne oldu?’ diyenler, bu dövizlerin kaybolduğunu söylemiyorlar. İstedikleri bu 128 milyar doların hangi ihtiyaçla, nasıl, kim tarafından, hangi yollarla, ne seviyeden, ne kadar satıldığının açıklanmasıdır…”