Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de çok sayıda meraklısı bulunan İkinci Dünya Savaşı ile ilgili son yıllarda birçok kitap yayınlandı. Ancak kitapların birçoğu yetersiz ve derinliksiz. Ancak ne var ki İkinci Dünya Savaşı ile iki kitap benzerleri arasından sıyrılarak kendilerini fark ettiriyor. Bunlardan ilki Kuter Çelen’in kaleme aldığı “Rommel & Çöl Tilkisi” diğeriyse Hitlerin, tank savaşı uzmanlarının en ünlüsü olan Heinz Guderian’ın yazdığı “Bir Askerin Anıları”. Her iki kitap ta yakın tarih ve savaş tarihi konusunda uzmanlaşan Kastaş Yayınevi tarafından yayınlandı. Film tadındaki bu iki kitabı biraz daha ayrıntılı inceleyelim isterseniz. 

Rommel & Çöl Tilkisi

Erwin Rommel, Birinci Dünya Savaşı'nda teğmen olarak yer almış İkinci Dünya Savaşı'nda ise tümgeneral, korgeneral ve feldmareşal olarak görev yapmıştır. Ona “Çöl Tilkisi” unvanını kazandıran saha ise Libya'nın çölleridir. Kastaş Yayınları tarafından yayınlanan kitapta bize İkinci Dünya Savaşı’na ait pek de bahsi geçmeyen bir cephe sunuluyor. Biraz da alıştığımız üzere film tadında okuyoruz. Tanklar, hava harekâtları, geri çekilmeler, telgraflar, taktikler, gece taarruzları, esirler, şarapnel parçaları, son dakika kurtuluşları ve ölümler…  Kuzey Afrika cephesi bir Normandiya Çıkarması kadar ve bir Stalingrad Savaşı kadar popüler değil. Bunda elbette kullanılan insan unsurunun, silahların, kayıpların ve stratejik önemin çok büyük payı var. İşte biz bu eserle biraz da göz ardı edilen bir cepheyi görmüş oluyoruz. Bu cephe, Müttefik kuvvetlerin çoklu ordularıyla Mihver devletlerinin Alman ve İtalyan güçlerinden müteşekkil ordularının kıyasıya mücadelesine ve zaman zaman stratejik aklın öne çıktığı gelişmelere sahne olmuştur. Ama belirtmeden geçmek doğru olmaz; Alman birlikleri sürekli olarak çöken, geride kalan, delinen ve hemen hemen tüm savaş boyu yetersiz kalan İtalyan birliklerinin arkasını toplamak zorunda kalmışlardır. Hatta Alman unsurlar olmasa İtalyan unsurlar o cephede savaşmayı göze alamayacak kadar güçsüzdüler.

Rommel’in sonunu getiren Kuzey Afrika cephesi olmuştur. Ancak bununla beraber 20 Temmuz 1944 günü Hitler’e düzenlenen suikast girişimi de sonunu getiren bir diğer faktördür. Bu tertip başarılı olamamış ve onlarla beraber aileleri de en ağır cezalarla cezalandırılmışlardır. Rommel bu başarısız saldırının neresindedir? Rommel’in suikast planını 2 ay evvelden öğrendiği ancak Hitler’i öldürmek yerine iktidardan uzaklaştırmanın daha iyi bir senaryo olduğunu düşündüğü söylenir. Sonuç olarak plandan bilgisi olduğu anlaşılınca da ölüme mahkûm edilmiştir. Acımasızlığı ile tanınan Hitler Rommel’e iki seçenek sunar. Birinci seçenek siyanür haplarıyla intihar, ikinci ihtimal ise yargılanmaktır. Şüphesiz bu seçeneklerin sunulmasında Rommel’in o ana kadar yaptığı hizmetler rol oynamıştır.

Bir Askerin Anıları

Hitlerin, tank savaşı uzmanlarının en ünlüsü olan Heinz Guderian, İkinci Dünya Savaşı'nda eşsiz ve alımlı bir rol oynamıştır. Almanya'nın şimşek hızıyla kazandığı başarıların altında yatan silahlar ve taktiği; daha açık bir deyimle, Polonya ve Fransa'da zaferden zafere götürdüğü, dünyaya korku saçan zırhlı birlikleri 1930'larda geliştiren Guderian'dır. 

Guderian'nın davranışlarını koyu militarizm belirtileri olarak kınamak belki kolaydır. Ancak onun temel varsayımlarının askerlik hizmetinin bir zorunluğu olduğunu kabullenmek, daha akıllıca bir iştir. 
Guderian, öyküsünü, Hitler ve Nazi Almanya'sının öteki baş yöneticilerini özetle, ama çok kapsamlı olarak inceleyen bir bölümle sona erdirmekte. Bu bölüm, tüm bölümlerin en ilginç olanıdır. Guderian'ın l941 yılında Rusya'nın derinliklerine doğru yapılan ileri harekât hakkındaki açıklamaları bu istila harekâtının bugüne dek bilinen en ayrıntılı belgelerini sunuyor.

Guderian, Almanya'nın özellikle Doğu Seferi'ni ve genellikle savaşı kaybedişinin bilimsel nedenlerini çok ilginç ifadelerle açıklamaktadır. Yazarın Almanya'yı 12 yıl yöneten Nasyonal Sosyalist rejiminin başarı ve başarısızlıklarını kendine özgü biçimde tahlili ise Liddell Hart'ın belirttiği gibi, kitabın anıtsal bir değere ulaşmasının başlıca nedenlerinden biridir. Hitler ve yardımcılarının gerçek stratejik görüşten yoksun olmalarının ve hele Hitler'in tarihin öğrettiklerinden ders almamış bulunmasının Almanya hesabına nelere mal olduğunu, Guderian, çok açık bir dille anlatmaktadır. Guderian, anılarında, İkinci Dünya Savaşı'nın gidişini kesin sonuçlu bir biçimde etkileyen Alman tank ve zırhlı birliklerinin, savaşın son iki yılında kaydettiği gelişmelere de yer vermekte, bu konuda çok önemli gözlemleri ortaya koymakta.

Guderian’ın kurulmasına bizzat ön ayak olduğu panzer birliklerinin ne tür zorluklar altında meydana getirildiği, daha sonra bu tümenlerin gizlice Sovyetler Birliği’ne gönderilerek Ruslarla birlikte tatbikatlar yapılması gibi önemli ayrıntılar kitabı oldukça değerli kılmakta.

Öte yandan yazarın bizzat katıldığı Polonya, Fransa ve Rusya cephelerinde yaşadıklarını tarafsız bir şekilde aktarmaya çalışması da eseri basit bir propaganda kitabı olmaktan kurtarıyor. Tüm bunların yanı sıra Guderian’ın özellikle Barbarossa Operasyonu’nda kat ettiği mesafeyi gün gün okuyucuya aktarması dahi kitabın başucu eseri olmasına yetiyor.