Seçim sath-ı mailine girdiğimiz bu günlerde çok kısa süre içerisinde olmaz dediğiniz her şey olabilir. Onun için hiç bir şeye olmaz demeyin. Olmaz dediğimiz bir çok şey oldu. Olmakla kalmadı; bizler bile bu olmazların olduğunu yaşadık, gördük ve kabullendik.
Türk siyasetinde şu an 123 adet siyasi parti mevcutlu olarak seçimi beklemektedir. Mevcutluyu özellikle yazdım. Çünkü bu siyasi partilerin çoğu kendilerini siyaset arenasına kitlemiş durumda.  İtalya’da 1990’lı yıllarda kullanılan partiokrasi tanımlamasının tam karşılığını şu an Türk siyaseti yaşamaktadır.
Siyasette kılıçlar keskin. Dün birbirlerine ağza alınmayacak şekilde hakaret edenler bugün canciğer kuzu sarması olmuş durumdalar. Yarın ne olacağını bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey siyasette etik, kural, kaide ve nezaketin olmadığı bir dönemi yaşadığımız. Siyasi partilerin bir çoğu ise U dönüşü yapmayı bir erdem olarak ortaya koyuyor; kimi tüm parti ve seçmeniyle, kimi bireysel olarak kimi de direksiyondan uzaklaştırılınca U dönüş yapmakta bir beis görmüyor.
Bir de iktidarın U dönüşleri var ki bunlar evlere şenlik. Fetöş marifeti ile zamanında yaptıkları Kürt açılımı, Alevi açılımı, tarikat ve inanç açılımı gibi açılımlar hala bu milletin hafızasında tazeliğini korumaktadır. Bu gün yine, yeni açılımlar peşinde koşan AK Parti’nin siyaset arenasında işi pek kolay görünmüyor. Lider merkezli üç beş ortaklı iktidar cephesinin durumu pek vahim. MHP’nin genel başkanı sayın Devlet Bahçeli; sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Bey’i her koşulda desteklerken, Aydınlık gurubunun lideri Doğu Perinçek Bey her an bir salvo ile AK Parti’ye ciddi zarar verecek gibi görünüyor. Büyük Birlik Partisi ise hazine yardımı alamadığını söylemekten ileri gidemiyor. İktidar partisi, ortaklarının yüzüne baka baka yeni açılım ve saçılım süreçleri başlatıyor.  Sadece bu değil tabiki… Türk siyaset tarihinde illegal örgütlenmelerin siyaseti bu denli derinden etkilediği bir başka dönem var mı bilmiyorum. Yurt dışına çıkan Sedat Peker siyasete yön verecek açıklamalarda bulunurken; bir cemaat liderinin cenazesinde boy gösteren siyasetçiler cenazeden rant devşirme peşinde koşuyor. Hem bu cemaat liderlerine hemde Sedat Peker gibi kişilere buyurun siyasal yapı içerisinde yer alın deseniz hepsi bir ağızdan bu bizim işimiz değil deyip işin içinden sıyrılırlar. Bu guruplar siyasete yön vermeye gelince hepsi arka planda vekil, bakan, bakan yardımcısı, genel müdür tayin ettirmekten geri durmadıkları gibi; kendileri için imtiyazlı alan oluşturmaktanda kaçınmazlar. Oluşturdukları bu imtiyazlı alanlarla kendi ekonomik yapılarını beslemektedirler. Siyasete girmem diyen bu yapılar; imtiyazı sağlayan siyasal partileri ekonomik olarak beslerken, besledikleri siyasi partilerinde oy depolarını oluşturmaktadırlar. 
AK Parti İhvancılığı, Türk Milliyetçiliği ile melezleştirme projesini beka sloganı ile destekleyerek iktidarda kalma mücadelesi vermektedir. Ne yazık ki muhalefette bu İhvancı yapının uzantısı olan siyasal partilerle iş birliği yaparak iktidarı devirme peşinde koşmaktadır. İhvan yapısı yada siyasal İslam her halükarda iktidar yada ortağı olarak Türk siyasetine yön vermek istemektedir. Bu kadar ağır ekonomik sorunların olmasına karşın, muhalefet partilerinden birinin hala AK Parti’nin oy oranını geçememiş olması; muhalefetin kendi yapısal problemlerini, siyasal duruşlarını ve iktisadi tabanlı siyaset üretememelerini ortaya koymaktadır. 
Tekrar iktidarın U dönüşlerine bakacak olursak, bu U dönüşünün kapsamı ağırlık olarak af tabanlı olması beklenmektedir. Daha önce olduğu gibi CHP’nin de desteği ile bir Kürt açılımı adıyla PKK terörünün ve uzantılarının affedilmesi Türk devletinin temeline dinamit koymaktan farklı değildir. Yine Türk devletini kalbinden hançerlemeye kalkan Fetöşcülerin affı Türk devletine ihanetten başka bir şey olamaz. Bu gün muhalefet bloğunun içerisinde yer alan AK Parti kaçkınları yarın iktidar el değiştiğinde geçmiş dönemleri inceleyelim diyemeyeceklerdir. Bu sebepten dolayı yıllardır cemaatlerin, etnik ve dinsel temelli ekonomik yapıların haksız kazınımları yanlarına kar kalacaktır. 
Kısaca dün birbirine ağız dolusu hakaret eden siyasi figürler yarın başka söylemlerle karşımıza çıkabilir. Olur ya Cumhur ittifakında bir ayrılık olursa; beka vaadi ile millet ittifakından kimler transfer edilir bilemem; yada 2013 öncesine dönüyoruz söylemi ile aflar ve açılımlar tam gaz  uygulamaya konursa Millet ittifakından kaç parti U dönüşü yapar bilemem. Bildiğim tek şey Türkiye’de siyaset bulvarı çok geniş ve her taraftan U dönüşü yapacak siyaset sürücüleri mevcutlu olarak beklemektedir.