Geçen hafta İstanbul Bebek sahilinde bir uyuşturucu müptelası ile mental problemli bir şahsın ulu orta cinsel ilişkiye girmeleri gündeme oturmuştu. Hiç bir şekilde kabul edilemez bu davranışa neyse ki kolluk güçlerimiz anında müdahale etmiş ve hukuki süreç başlatılmıştı. Yıllardır bazı ulusal TV kanallarında dur durak bilmeden yayınlanan realite showlarda; yukarda yazarken bile utanç duyduğumuz olayın kat be kat fazlası kamu yayıncılığı adı altında yayınlanmaya ısrarla devam edilmektedir. Ne hikmetse RTÜK bu kanallara gerekli cezaları kesememektedir. Bu TV kanallarının yöneticilerine, “bu tür projeleri neden yapıyorsunuz?” denildiğinde alınan cevap gerçekten içler acısı halimizi ortaya koymaktadır. Vatandaşın çok izlediğini ve reyting kaygılarından dolayı bu yayınlara devam edildiğini dile getirmekteler. Reyting kaygısı ile bir millet yok edilmekte; bu durum ise kimsenin umurunda olmamakta. 

Öyle acayip bir garabet içerisinde ki siyaset üstatları, bir zamanlar Muhteşem Yüzyıl ile ilgili söylenmedik şey bırakmamışlardı. Bu projenin yasaklanmasından tutun oyuncuların içeri atılmasına kadar vardırmışlardı. Bazı siyasal parti liderleri odalarında ki dev ekranlarda misafirlerinin yanında bile, bu realite showları ağzı açık izlemekten çekinmemektedirler. Yukarıda Bebek sahilinde yaşanan aşağılık olay ile bu kanallarda yayınlanan ahlaksız, vahşi, cani.. olayların yayınlanması arasında ne fark var? Türk milletini bu ahlaksız hayat tarzlarını göstererek dejenere etmeye çalışıyorsanız bilemem tabi. Ancak bu gayri ahlaki hayat tarzları Türk milletinin geneline şamil olmadığı gibi; bu yayınlardan medet uman toplum mühendisleri bu garabetin altında kalacaktır emin olun. 

Sanatçı kişiliğini ön plana çıkararak; bu toplumu rahatsız eden kılık kıyafetlerle sahne alanlar ve adapsız davranışlarla gündemde kalmaya çalışanlar bu topluma ne kadar zarar veriyorlarsa emin olun bu realite show programları en az bin kat daha fazla zarar vermektedir. Sanatçının kılık kıyafeti ile uğraşan siyasi figürler bu programlara ve TV kanallarına tek kelime etmemektedir. Durum böyle olunca ister istemez bu memleketin bir evladı olarak bazı soruları sormak durumunda kalıyorum.

Bu TV kanallarında yayınlanan realite showlar toplum mühendisliğinin bir parçası olabilir mi? Bu programlar yabancı kökenli vakıflar tarafından destekleniyor olabilir mi? Meclis de gurubu olan ya da olmayan milliyetçi, muhafazakar, demokrat, sosyal demokrat geçinen partiler bu programlarla ilgili neden görüş beyan etmiyorlar, yada edemiyorlar? Bu realite show proğramını kesintisiz olarak odasında izleyen siyasi parti lideri kim ya da kimler? Bu programlarla Türk milletinin aile birliği parçalanmak mı isteniyor? Bu programlar neden siyasal İslamcı sermaye tarafından finanse edilen kanallarda yayınlanıyor?

Daha mikro olarak bakarsak İYİ Parti Nevşehir eski İl Başkanı Sayın Ömer Ay bu durumu mu ortaya koydu? Nevşehir de yapılan bu açıklama iktidar partisini neden bu kadar kızdırdı? Ömer bey yalan yanlış bilgi mi aktardı? Yanlış değilse bu bilgiler; İYİ Parti neden Ömer beyin istifasını istedi? Ömer beyin arkasında duramayan İYİ parti Nevşehir de yaşanan bu olayları doğru mu buluyor? Siyasi figürlerin toplumda rol model olduğu bilinmiyor mu? Siyasetle uğraşanların bu denli densizliği doğru mu kabul ediliyor? Bahse konu olan siyasiler artık toplumu dikkate almıyor mu? Siyaset zenginleşme ve ahlaksızlaşma için araç olarak mı kullanılıyor? Toplumu dikkate almıyorlarsa görevden alınması gereken Ömer Bey mi yoksa Ömer Bey’in tanımı ile söyleyeyim “hanım koleksiyonu yapan” siyasal tipler mi?

Ben bu sorulara cevap bulamadım. Cevap bulan olursa sevinirim. Bu sorulara cevap bulamazsak Anadolu İrfanını, Türk milletinin hasletlerini, İslam ahlakını, doğru insan olmayı, adam gibi adam olmayı ve her şeyden önemlisi insan olmayı unuturuz. İşte o zaman vah milletime vah demekten başka denecek bir şeyimiz kalmaz.