Turizmde strateji geliştirip yatırımların devlet eliyle desteklendiği 80’li yıllardan bugüne kadar gelişimini sürdüren ama beklediği desteği bulamayan yeme içme sektörü artık bakanlık düzeyinde sorunlarının dinlenmesini ve çözümlenmesini istiyor. Bugüne kadar kendisini anlatmakta zorlanan sektör pandemi döneminin yaşandığı son bir senede temsil edilememesinin ağır yükünü artık taşıyamamaktan şikayet ediyor. Düşünün ülkemizde bir sektör var, 2019 yılı cirosu 135 milyar TL olan, 2 milyon direkt olarak istihdam sağlayan, endirek olarak 8 milyon insanımıza gelir kapısı olan bir sektörün hangi bakanlık düzeyinde temsil edildiğini kimse bilmiyor. Mutfak ekipmanları üretcisinin Sanayii bakanlığına, ıspanak üreticisinin Tarım ve Orman bakanlığına, hal sisteminin Ticaret bakanlığına bağlı olan sistemde kafe veya restoran açarsanız hangi bakanlığa bağlı olduğunuzu bilemiyorsunuz. Peki gelelim asıl soruya, yeme içme sektörü hangi bakanlığa bağlı?
Turizm bakanlığı ( turiste hizmet verebildiği için )
İçişleri bakanlığı ( pandemi dönemi kapama ve açılma kararlarını açıkladığı için )
Tarım ve Orman bakanlığı ( domates vs satabildiği için )
Ticaret bakanlığı ( ticarethane olduğu için )
Hiç birisi ( kim kime dum duma durumundan dolayı )
Geldiğimiz bugün ki durumda, ulaşılan ciro ve istihdam sayısı ile ülkemizin önemli sektörlerinin başında yer almayı başarmış olması, artık bakanlık seviyesinde doğru şekilde temsil edilmesini gerektirmektedir. Turizmde rakibimiz olan ülkelere baktığımız ve kendimizi kıyasladığımızda yapılacak çok ciro, kazanılacak çok büyük gelirler bizi bekliyor. Geçtiğimiz yıllarda 135 milyar TL ye ulaşan sektörün temsilinin kimin yapacağının belirlenmesi, bakanlık seviyesinde olmasa bile belirlenecek bir bakanlık ile sorunların doğru zamanda doğru şekilde çözümlenmesi ile 200 miyara çıkması kolaylaşacaktır. Geçtiğimiz aylarda İngiltere’de gastronomi bakanlığının kurulması için sektör temsilcileri imza kampanyası başlattılar ve yeterli imzaya ulaşabildikleri için Başbakan Boris Johnson’a topladıkları imzaları temsil ettiler. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bunlar konuşulurken, yapabileceğimiz yeni düzenlemeler ile bürokrasiyi azaltabilir, etkin şekilde sorunlarımız çözebilirsek ülkemizi hem yerli hem de yabancı yatırımcıların gelmesini sağlarız. İşletmelerin ruhsatlarının bu yeni oluşum sayesinde verilmesi veya devir edilmesinin sağlanması bile sektöre hız katacaktır zamandan ve maliyetten tasarruf sağlayacaktır. Yenilenen ve gelişmeye devam eden dünyada bir adım öne geçebilmek için öncelikle sektörün temsil sorunun çözümlenmesi gerekmektedir.