Yıl 2022. Türkiye’de bir maden ocağında yine grizu patlaması. Sonuç, kırk bir canımız artık aramızda yok. Siz istediğiniz kadar şehit diyin. Kırk bir canımız yok. Yüzlerce eve ateş düştü. İlk olarak

Aşağıdaki grafikleri incelemekte fayda var.

İki grafik hali pür melalimizi ortaya koymaktadır. Ne yazık ki iş güvenliği konusunda ülkemiz sınıfta kaldı. Ülke olarak daha iş güvenliğinin alfabesini bile bilmiyoruz. İlk olarak yukarıdaki tablolar bizim utanmamızı gerektirecek sonuçları barındırmaktadır. Bu gün iş güvenliği personeli patronun iki dudağı arasında asgari ücrete talim ettirilen kişilerden çıkarılmadığı sürece, biz bu kazaları hep yaşayacağız. İmza için tutulan, uzmanlık alanlarına göre görevlendirilmeyen kaza olunca içeriye atılacak kişinin tanımlaması iş güvenliği personelidir.  Durum böyle olunca Sayıştay raporları ortaya çıkmaz, Sayıştay’ın çok kıymetli uzmanları nokta atışı yaparcasına burada kaza olacak demesine rağmen iş güvenliği personeli ne yapamadı; iş güvenliği personeline ne yaptırılmadı da kırk bir canımız öldü gitti.

Sayın Cumhurbaşkanımız planlanan seyahatini değiştirerek Amasra’ya gitti.  Acıyı azaltmak için, vatandaşa devletinin yanında olduğunu göstermek için bölgeye gittiğinde; ilgili bakanlarında bölgeye hareket etmeleri gayet normal ancak bu acı günde bakanlarla fotoğraf çektirme yarışına girenleri anlamakta güçlük çekiyorum. Nasıl bir zihniyet bu? 

Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın Soma maden ocağında meydana gelen o elim kaza sonrası vermiş olduğu beyanata bir bakalım.

"Arkadaşlar yani biz bir defa bu tür ocaklarında, kömür ocaklarında bu olanları, lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok. Tabi işin boyutunun bu kadar fazla olması bizi derinden yaralamıştır" demişti.

Kaynak:14.05.2014 16.14 Son Güncelleme: 11.12.2018 14.20 CNN Türk

Bu gün ise Sayın Cumhurbaşkanımız aşağıdaki açıklamalarda bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan “tabii birileri bunun dalgasını geçebilir, önemli değil. Biz kader planına inanmış insanlarız kader planına da inandığımız için bunun ne dünü ne bu günü ne yarını hiçbir zaman ne yapmayacaktır. Olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır. Bunu da bilmemiz lazım. Teknolojinin tüm kabiliyetlerini,  işletmeciliğin tüm maharetlerini kullanarak maden kazalarını inşallah tarihe gömmek için elimizden gelen gayreti göstermenin çalışmaları içerisindeyiz. Yerli ve milli imkanlarımızın bu konuda da bize ihtiyacımız olan yapısal değişimi sağlamakta yeterli olacağına inanıyorum.

Bir kez daha Amasra Maden Ocağı’ndaki elim kazada kaybettiğimiz işçilerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Görüldüğü gibi buradan ambulanslarla uçak ambulansı alıp bir kısmını buradan Bartın’a götürürken, bir diğer kısmını da İstanbul’a nakledip İstanbul’da Çam Sakura Hastanemizde şehir hastanemizde tedavilerini yürüttük, hala yürütmeye devam ediyoruz. Maden şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmak, bu devletin ve onun en yüksek temsilcisi olarak bizim boynumuzun borcudur. Rabbimden ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eyle”

Kaynak:https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/140171/cumhurbaskani-erdogan-amasra-daki-maden-kazasi-bolgesinde-incelemelerde-bulundu

Evet Sayın Cumhurbaşkanımızın Soma’dan bu yana maden kazaları ile ilgili tavrı, duruşu, bakışı, hiç değişmemiş. Hala bu kazaların KADER olduğunu ve işin fıtratında olduğunu söylemektedir. Ne yazık ki giden canlarımız varken ambulanslar ve uçak ambulanslarla İstanbul Şehir hastanelerine yaralıların tedavi için gönderileceğini söylemektedir.  

Gel gelelim TÜRK-İŞ Başkanının bu elim kazada boy göstermesine. Ergün Bey uzayan bir iş mi var kapatmak için mi geldiniz? 

TÜRK-İŞ genel başkanı olarak maden ocaklarındaki durumu gösteren yukarıdaki tabloları inceleyebilirseniz hali pür malalınızı görebilirsiniz.