‘’İlişki doyumuna sahip mutlu çiftler birbirlerini daha çok seven çiftler değil; Birbirlerinin fizyolojik, güvenlik, sevgi ve ait olma, saygınlık ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarını uygun biçimde karşılayan çiftlerdir’’. -Maslow

Harika bir ilişkiyi mahvedebilecek birçok farklı şey vardır. Aldatmak, akla ilk gelen şey olsa da ilişkiniz ile ilgili sürekli olarak, "İlişkimizde hiçbir şey yolunda gitmiyor", "Eski sevgilim beni aldattı, o da aldatacak”, “Sonunda nasılsa ayrılacağız”, ‘’ Erkekler güvensizdir’’, ‘’ Partnerim sürekli sosyal medyada birileri ile takipleşiyor,  kesin gözü dışarıda ‘’gibi olumsuz düşünceler, bilişsel çarpıtmaların bir sonucudur ve mevcut ilişkinize her yönden zarar verebilir.

Duygu, düşünce ve davranış bir bütündür ve birbirini etkiler. Her bireyin duygu ve davranışları, yaşadığı olayları nasıl yorumladığıyla ilişkilidir. Yaşanılan olayların etkileri ve o olaylara yüklenilen anlam kişiye özeldir. Olayları nasıl algıladığınız duygularınıza yön verir ve bazen olayları olduğu gibi değil de algıladığınız gibi gördüğünüz için, algılarınız dış dünyada olan biteni size çarpıtarak aktarır ve bu durum yaşadığınız olayları yanlış algılamanıza neden olur. Gerçeğin yanlış algılamasına neden olan düşüncelere psikoloji bilimi ‘’Bilişsel Çarpıtmalar ‘’olarak adlandırıyor. 
Bilişsel çarpıtmalar, düşüncedeki sistematik hatalardır. Bir kişinin inançları önyargılı olduğunda, durumları olumlu görme yerine olumsuz görme biçimleri oluşturan bilişsel çarpıtmalar geliştirir ve zamanla bu bilişsel çarpıtmalar kişide, depresyon, sinirlilik, kaygı, güvensizlik gibi olumsuz duygulara neden olur.

Yaşadığınız ilişki ile ilgili düşünceleriniz, partnerinizi nasıl gördüğünüzü, onunla ilgili nasıl hissettiğinizi güçlü bir şekilde etkileyen ve etkileşimlerinizin kalitesini renklendiren bir filtredir. Olumlu düşünceler iyi duygulara, uyumlu etkileşimlere ve samimiyete yol açarken, olumsuz düşünceler ise ilişkilerde partnere karşı kötü duygulara, öfkeye ve içerlemeye yol açar. İkili ilişkilerde sürekli olarak olumsuz düşüncelerin oluşturduğu bilişsel çarpıtmalarla meşgul olmak, çatışmalara ve ayrılıklara neden olacaktır.

İlişkilerdeki en yaygın bilişsel çarpıtmalar;

Aşırı Genelleme:

Tek ya da birkaç olaydan yola çıkarak partneriniz ile ilgili olumsuz bir sonuca varma.
Örneğin: Partnerinizin ayda bir veya iki defa arkadaşları ile buluşmasını, ‘’Zaten hep arkadaşları ile ilgileniyor, benimle arkadaşları ile ilgilendiği kadar ilgilenmiyor ‘’ gibi cümleler ile partneriniz hakkında genelleme yapmak. 

Felaketleştirme:

Bir durumun gerçekte olduğundan çok daha kötü olduğuna inanma.
Örneğin: Partneriniz ile küçük bir tartışma yaşadığınızda “Bu sefer kesin ayrılacağız zaten beni hiç sevmedi biliyorum ve ben başka kimseyle beraber olmayacağım için yalnız ve mutsuz öleceğim.” gibi düşünceler ile küçük bir kavgayı bir kaosa dönüştürmeye sebep olabilecek düşünce kalıbı.

Kişiselleştirme: 

Sizinle ilgisi olmayan olayların tamamen sizinle ilgili olduğuna inanma.
Örneğin: Partnerinizi yorgun ve mutsuz gördüğünüzde, ‘’Benimle ilgilenmek istemiyor, kesin benden sıkıldı, ben zaten çok yetersiz bir sevgiliyim’’ gibi düşünceler ile herhangi bir durumu kendiniz ile ilgili olduğunu varsaymak.

Ütopik İlişkiyi Tarif Eden ‘‘-meli, -malı’’ Cümleleri:

Her şeyin olmasını istediğiniz gibi olması gerektiğini düşünmek ve gerçekçi olmayan hedefler koymak.

Örneğin: ‘’ Eğer partnerim beni seviyorsa benimle sürekli olarak ilgilenmeli, arkadaşlarından kendini soyutlamalı, her yere benimle gitmeli’’ gibi gerçekçi olmayan istekler.

Zihin Okuma: 

Partnerinizin davranışından yola çıkarak onun zihninden geçenler hakkında varsayımlarda bulunmaktadır. 
Örneğin: Partneriniz ile zaman geçiriyorken, kendisine  gelen  bir telefona cevap vermesi sonucu “Onu sıktım, benden sıkıldı, bana değer vermiyor” şeklindeki varsayımlar.

Yanlış Sorumluluk Duygusu:

Olduğundan daha fazla güce sahip olduğunuza inanmak.
Örneğin: Partnerinizin mutluluğunun tamamen size bağlı olduğunu düşünüyorsunuz ve partneriniz üzgün olduğunda ise bunun sizin hatanız olduğunu varsayıyorsunuz.

Olumsuz Düşünce Kalıplarından Kurtulmanın Yolları

Her ilişkiye partnerinizin sizi terk edeceğini veya sadakatsiz davranacağını düşünerek girerseniz, her zaman ilişkiniz ile ilgili en kötü sonucu bekliyorsunuz demektir. İlişkinizde olumsuz düşünme kalıplarınız varsa, bunları önlemek için yapabileceğiniz bazı şeyler şunlardır:

Geçmişi bırakın ve şimdiyi yaşayın: Geçmiş ilişkilerde incindiyseniz yeni bir ilişkide incinmekten kaçınmak için, geçmiş ilişki sorunlarını sürekli gündeme getirebilir veya geçmiş ilişkiniz ile karşılaştırabilirsiniz. Ancak bu durum, partnerinize karşı güvensizlik duygusu yaşamanıza, kıskançlık duygusunu abartmanıza ve sürekli olarak ajitasyon yapmanıza neden olur. Geçmişte yaşadığınız her türlü incinmeyi geride bırakıp şimdiki ilişkinize odaklanmanız gerekiyor.

Sandığınız kadar çok güce sahip olmadığınızı kendinize hatırların ve başkalarının duygu ve eylemlerinin sizin değil, onların sorumluluğunda olduğunu unutmayın.

Varsayımda bulunmak yerine, açıklama yapması için partnerinizle iletişim kurmaya çalışın.

Duygu ve düşüncelerinizi doğru iletişim teknikleri ile partnerinize ilettin.

Partnerinizin ve sizin mükemmel olmadığınızı unutmayın: Hepimiz insanız, hatalarımız ve kusurlarımız vardır. Partnerinizin yaptığı her şey "doğru" olmayacaktır. 

Olayları kişisel algılamak yerine olayları olduğu gibi görmek için her ilişkinin inişleri ve çıkışları olduğunu kabul edin.  

Olması gerekeni bir tercih ya da dilek olarak yeniden çerçevelendirin.

Son söz: Sağlam bir ilişkide, sevgiyi hissettirebilmek, duyguları yansıtabilmek, empati yapabilmek, saygı gösterebilmek ve partner için emek vermek vardır. Davranışa dönüşmeyen “sevgi” sevgi değildir.