Dünyanın gözü önünde binlerce masum insan İsrail askerleri tarafından katledilmeye devam ediliyor. Resmi rakamlara göre on binin üzerinde insan hayatını kaybetti. İsrail bölgesinde tam bir terör örgütü gibi davranmakta. Batı dünyası ise bu vahşete göz yummakta. Rusya'nın Kırım'ı işgalinin ardından Ukrayna'ya savaş açmasını görmezden gelen yine aynı batı degilmiydi?  Kendi taraftarlarını ve bölgelerini zenginleştirmeye  çalışan iki yüzlü batı medeniyeti Filistin konusunda Sınıfta Kaldı. İsrail'in Filistin'e uyguladığı insanlık dışı uygulamalara karşı Rusya'nın ses çıkartmaması dikkatlerden kaçmamaktadır. Bu tutarsız davranışın arkasında uluslararası ilişkilerin bir tanımlaması karşımıza çıkmaktadır. Köpeklerin hırlama sahası diye tanımlanan uluslararası ilişkiler terminolojisindeki bu tanımlamayı aklımızdan çıkartmamalıyız. Rusya kendi hırlama sahasında yapmış olduğu gayri ahlaki gayri hukuki gayri insani uygulamalar konusunda batı laf olsun diye eylem planları, ambargolar sunmaktan geri durmuyor. Aynı şekilde ABD destekli İsrail'in Filistin'de Savaş suçu işlemesine Rusya'dan güçlü bir ses çıkmamaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti'nin Doğu Akdeniz'e donanma göndermesinin sebebi ise kendi hırlama sahasının garantiye alınmasından başka bir şey değildir. Yani İngiliz donanması Doğu Akdeniz'de varsa ben de orada kendi menfaatlerim adına bulunurum demektedir. Peki bu kadar büyük güçlerin Gazze konusunda dünyayı ayağa kaldırmalarının sebebi nedir? İsrail Hamas'ı kullanarak kendi hırlama sahasını genişletmeye veya Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon yataklarına el koymaya çalıştı. İsrail'in bu hadsiz çabası ABD başta olmak üzere Rusya ve Çin tarafından durduruldu. Filistin'e kendi Arap soydaşları dahil hiç kimse sahip çıkmazken İsrail bu savaşta uyguladığı insanlık dışı faaliyetlerden dolayı ileride savaş tazminatı ödemeye mahkum edilecektir. Ortadoğunun  yeni Nazizmi İsrail olmuştur. Daha düne kadar Ermenistan'ın ve Kıbrıs Rum kesiminin yanında yer alan Filistin bu savaşta yalnızlığın ve ihanetin derin sızısını yaşamıştır. Evet; etme bulma dünyası.

Üçüncü revize

Iktidar seçim sonrası ilk önce nastan vazgeçti. Zehir zemberek suçlamalarla hedef alınan eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i tekrar ekonominin başına getirildi. Mehmet Şimşek ekonominin dünenine  geçerken yanına Merkez Bankası'nın başına Gaye Erkan'ı getirerek ekonominin patronu artık benim dedi. Müstemleke valisi edasıyla gelen bu ikili çalışanların ve emeklilerin maaşlarına zam yapılmasının enflasyonu artırdığını söylediler. Yine bu ikili son 4 ay içerisinde 3 defa enflasyon beklentilerini yukarı doğru revize ettiler. Peki Sayın Şimşek ile Gaye Erkan'a şu soruyu sormak yerinde olur kanatindeyim? Çalışanlar sabit gelirliler emekliler gelirlerini yukarıya doğru nasıl revize etsinler? Bir yol söyleyin. Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan hanımefendi'nin revize ettiği enflasyon TÜİK göre ise vatandaşın vay haline çünkü TÜİK enflasyonu%50 çıkarttığında İTO enflasyonu neredeyse iki katı çıkmaktadır. ENAG rakamlarından hiç bahsetmiyorum bile. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ortak fukaralığa doğru yönlendiren tüm ekonomik çalışmalar iktidarın yerel seçimlerde büyük kayıplar vermesine neden olacaktır. Açlık sınırının altında kalan emekli aylıkları fakirlik sınırının altında kalan asgari ücret muhtaç duruma düşürülen çalışanlar yerel seçimde iktidara gerekli uyarıyı yapacaktır.

Yazdı, yayınlandı, yalanlanmadı ama cezaevine atıldı

Gazeteci Tolga Şardan'ın Kaleme aldığı yazı yüzünden tutuklanması, ardından başka gazetecilerin de bu haberler nedeniyle tutuklanmaları, akıllara farklı sorular getirmektedir. Her şeyden önce duayen gazeteci Tolga Şardan'ın yapmış olduğu haber ile ilgili bir yalanlama olmadığı bilinmektedir. Bu noktadan sonra gazetecilerin Tolga abisinin tutuklanmasının sebeplerinden birisi; Tolga Şardan'ın devlet tarafından bir şekilde korumaya alındığı olabilir mi? ikinci seçenek ise Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'nın talimatına rağmen devlet içerisindeki kirlenmiş gurupların siyasiler tarafından korunması ve
 açığa çıkarılmasına engel olunmasından başka bir şey değildir. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın devlet içerisindeki çıkar gruplarının illegal yapılanmalarının önüne geçmek için talimat verdiği günlerde Tolga şardanın tutuklanması dikkatlerden kaçmamalıdır. Devletin içerisinde kendini devlet gibi görenleri 2000'li yıllardan 2016'ya kadar hep beraber görmüştük. Devletin içerisinde kendisini devlet gibi gören ve ast üst, kanun kural, hukuk tanımayan grupların bir an önce devlet nizamına sokulmaları ya da devletten uzaklaştırılmaları gerekmektedir. Devletin dini adalettir. Onun için Türk toplumunda devlet başa kuzgun leşe denmektedir.