Türk Dünyasının Gönül Elçisi Dr. Seyfullah Türksoy’un Kaleminden…

“1917 Bolşevik Devrimi sonrası Gürcistan’ın Borçalı bölgesinden Kars’a göç eden anne tarafım ve Batı Azerbaycan’ın Ağbaba bölgesinden Anadolu’ya hicret eden baba tarafım… Bizim hikâyemiz, bir ailenin değil; yüz binlerce Batı Azerbaycanlı Türk’ün sürgün ve özlem dolu kaderinin aynasıdır.”

Bir Vatanın Hikâyesi: Batı Azerbaycan

Batı Azerbaycan diğer adıyla Garbi Azerbaycan, tarih boyunca Türklerin kadim yurdu olarak bilinen topraklardır. Bugün Ermenistan sınırları içinde kalan bu bölgeler, yüzyıllar boyunca Azerbaycan Türklerinin yerleşim yeri olmuştur. Ağbaba, Göyçe, Zengezur, Dereleyez, Şörayel gibi önemli yerleşim birimleri, Azerbaycan kültürünün beşiği, Türk tarihinin köklü yurtlarıdır. Ne var ki, tarih sahnesinde yaşanan siyasi dalgalanmalar ve çatışmalar sonucunda bu topraklar, Azerbaycan Türklerinden koparıldı; binlerce aile zorunlu göçlerle anayurtlarından ayrılmak zorunda kaldı.

1-682

Bir Milletin Göç Hikâyesi: Kars ve Anadolu’ya Uzanan Yol

Benim anne tarafım, 1917 Bolşevik Devrimi sonrasında Gürcistan’ın Borçalı bölgesinden Kars’a göç etmek zorunda kalmıştır. Baba tarafım ise bugün Ermenistan sınırları içinde kalan, tarih boyunca Türk hakimiyetinde olan Batı Azerbaycan’ın Ağbaba bölgesinden Kars’a hicret etmiştir. Bu göç hareketleri, yalnızca bizim ailemize özgü değil, Batı Azerbaycanlıların yaşadığı ortak bir kaderdir.

Batı Azerbaycan’dan Anadolu’ya yapılan göçler, özellikle 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşları sırasında büyük hız kazanmıştır. Bu savaşların ardından, Zengezur, Göyçe, Ağbaba ve Şörayel gibi Türk yurtlarından on binlerce Azerbaycan Türkü, ata yurtlarını terk edip Kars, Ardahan, Iğdır ve Ağrı gibi sınır illerine yerleşmiştir. Zamanla Anadolu’nun diğer bölgelerine de yayılan Batı Azerbaycan kökenli Türkler, bugün başta Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Muş, Van, Sivas, Tokat, Amasya olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanına dağılmıştır.

Ancak göç yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmamış, birçok Batı Azerbaycanlı aile Azerbaycan, Rusya ve farklı Avrupa ülkelerine de yerleşmiştir. Bugün Rusya’nın Moskova, St. Petersburg, Astrahan, Kazan gibi kentlerinde; Azerbaycan’ın Bakü, Gence, Sumgayıt, Şeki gibi şehirlerinde ve Avrupa’nın farklı başkentlerinde Batı Azerbaycan kökenli on binlerce Türk yaşamaktadır. Onlar, geldikleri toprakların kültürel zenginliğini gittikleri coğrafyalara taşımış, geleneklerini ve dillerini yaşatmayı başarmıştır.

Batı Azerbaycan’ın Tarihî Köyleri ve Göç Eden Aileler

2-642

Göyçe Mahalı

Göyçe Gölü çevresinde yer alan köyler, Azerbaycan Türklerinin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdi. Bu köylerden bazıları şunlardır:
    •    Ağkilsə: Tarihî bir yerleşim yeri olup, zengin kültürel mirasa sahiptir.
    •    Zod: Madenleriyle ünlü bir köy olup, ekonomik açıdan önemliydi.
    •    Norashen: Eğitim ve kültür açısından gelişmiş bir yerleşim birimiydi.

Ağbaba Bölgesi

Ağbaba, tarih boyunca Azerbaycan Türklerinin önemli yerleşim alanlarından biri olmuştur. Bu bölgedeki bazı köyler şunlardır:
    •    Aşağı Ağbaba: Tarım ve hayvancılıkla geçinen bir köydü.
    •    Yuxarı Ağbaba: Kültürel etkinliklerin yoğun olduğu bir yerleşim birimiydi.

Zengezur Bölgesi

Zengezur, stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca önemli bir bölge olmuştur. Bu bölgedeki bazı köyler şunlardır:
    •    Meğri: Ticaret yolları üzerinde bulunan bir köydü.
    •    Gafan: Sanayi ve zanaatın geliştiği bir yerleşim birimiydi.

Dereleyez ve Şörayel Bölgeleri

Bu bölgeler, Azerbaycan Türklerinin tarihî yurtları arasında yer almaktadır. Bu bölgelerdeki bazı köyler şunlardır:
    •    Dereleyez: Doğal güzellikleriyle bilinen bir bölgeydi.
    •    Şörayel: Kültürel etkinliklerin yoğun olduğu bir yerleşim birimiydi.

21 Mayıs 2025: Ankara’da Tarihî Toplantı

Batı Azerbaycan’a Geri Dönüş ( Garbi Azerbaycan’a gayıdış) hareketi, uluslararası bir boyut kazanmaya devam ediyor. 21 Mayıs 2025 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilecek olan “Batı Azerbaycan’a Geri Dönüş” konulu toplantı, bu mücadelenin sesi olacak. Azerbaycan milletvekili ve Azerbaycan Türk Evi Başkanı Tenzile Rüstemhanlı’nın öncülüğünde düzenlenecek bu önemli buluşma, Batı Azerbaycan konusunun Türkiye’nin ve dünyanın gündemine taşınmasını hedeflemektedir.

Bu toplantı, yıllardır özlemle beklenen “dönüş” mücadelesini güçlendirecek, uluslararası platformlarda duyurulmasını sağlayacaktır. Batı Azerbaycan Türklerinin anavatanlarına geri dönüş hakkının tanınması, tarihi bir sorumluluğun yerine getirilmesidir.

Batı Azerbaycan’a Geri Dönüş Hareketi ve Tarihî Hak

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in liderliğinde başlatılan “Batı Azerbaycan’a Geri Dönüş” diplomatik programı, Azerbaycan’ın tarihî haklarının iadesi ve zorla yerlerinden edilmiş Azerbaycan Türklerinin yeniden ata topraklarına dönmesini hedeflemektedir. Bu girişim, sadece bir diplomatik hamle değil; yüzlerce yıl Türk yurdu olarak kalan toprakların yeniden sahiplenilmesi mücadelesidir.

Göç Eden Ailelerin Yerleşim Yerleri: Türkiye, Azerbaycan, Rusya ve Avrupa

Batı Azerbaycan’dan göç eden aileler, Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Rusya ve Avrupa’nın birçok ülkesine yerleşmişlerdir.
    •    Türkiye: Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Muş, Van, Sivas, Tokat, Amasya başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya dağılmışlardır.
    •    Azerbaycan: Bakü, Gence, Sumgayıt, Şeki ve diğer şehirlerde Batı Azerbaycan kökenli binlerce aile yaşamaktadır.
    •    Rusya: Moskova, St. Petersburg, Astrahan, Kazan gibi kentlerde güçlü bir Batı Azerbaycanlı topluluğu bulunmaktadır.

Bu topluluklar, bulundukları ülkelerde Azerbaycan kültürünü yaşatmakta, geleneklerini nesilden nesile aktarmaktadır.

Tarihe Sahip Çıkmak Bir Haktır

Batı Azerbaycan’a Geri Dönüş projesi, Azerbaycan’ın sadece toprak değil, tarihî haklarını da koruma mücadelesidir. Bu girişim, yıllardır yaşanan haksızlıkların giderilmesi ve Azerbaycan Türklerinin ata topraklarına onurlu bir şekilde dönmesi için hayati bir adımdır.

Kendi ailemden yola çıkarak ifade edebilirim ki; Borçalı’dan Kars’a, Ağbaba’dan Anadolu’ya, Bakü’den Moskova’ya, Berlin’e uzanan bir sürgün hikâyesi var. Mezarlarına gidilemeyen dedelerimizin, ninelerimizin hasretiyle kanamaya devam eden bu yara, geri dönüşle belki de iyileşecektir.

21 Mayıs’taki bu büyük buluşma, geçmişin yaralarını sarmak ve geleceğe umutla bakmak adına önemli bir adım olacak.

3-173