Açılım saçılım süreci sonrası siyasetten dışlanan HDP kendine siyasi yelpazede yer bulmaya çalışmaktadır. HDP üçüncü ittifak olarak kurulan yapı içerisinde yer aldıklarını deklere etse de iktidarın amiral gemisi AK Parti tarafından taciz edilmektedir. AK Paarti’nin bir kanadı eski aşklarının tekrar yeşereceği konusunda söylemler ortaya koyarken; diğer kanadı HDP’yi şeytanlaştırmaktan kaçınmadığı gibi Millet İttifakı’nın gizli ortağı olarak göstermektedir. Bu sayede Millet İttifakı’nın yıpratılacağını aynı anda da HDP’nin oy oranının düşürüleceğini hesaplamaktadır. İktidarın amiral gemisi bu ikili oyunu oynarken HDP bu oyunun oynanmasından gayet memnun olduğunu düşünmekteyim. İktidar tarafından kapatılmayan HDP’nin siyaset sahnesinde kendisini vazgeçilmez bir aktör olarak görmesini sağlamaktadır. Bunu nerden çıkardınız diye sorarsanız farklı açıdan konuya bakmamız gerekmektedir. 

İlk olarak açılım ve saçılım döneminde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile AK Parti’nin o dönemki amirallerine ve bu günkü bazı bakanların söylemlerine bakmamız gerekmektedir. 

Bülent Arınç zamanın birinde “… Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı, PKK’nın kendine ait bayrağını elinde taşımak, Öcalan’ın posterini taşımak suç olmaktan çıktı; hatta Türkiye’nin sistemi böyle olmalıdır eyaletler demokratik özerklikler filan filan bunların hiç biri artık suç değil. Geçmişte bu suçlamalarla cezaevlerinde yatanların hepsi çıktı…”

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan bir konuşmasında şunları söylemişti. “…güneydoğunun Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler, Doğu Karadenizin Lazistan eyaleti olduğunu görecekler. Bunlar bizim tarihimizin bize devrettiği mirastır. Bunları görmemezlikten gelemezsiniz…”

AK Partili Mehmet Özhaseki ise “Öcalan siyasi bir figürdür”  demekten kaçınmadığı gibi “eskiden insanlar Kürdüm, Arabım diyemezdi, canına okunurdu” diyecek kadar bölücülerin ekmeğine yağ sürmekten çekinmemiştir. 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Devlet Bahçeli’nin arasındaki andımız üzerinden yaşanan polemiği daha önce yazmıştım.

Diyarbakır AK Parti il Başkanı Şerif Aydın son olarak şöyle bir açıklama yapmıştı. “CHP geldiği zaman bizim yapacağımız ilk şey tekrardan okullarımızda sabahleyin koyun gibi dizilmek olacak…”

Prof. Dr. Yalçın Küçük hocamın tanımlaması ile “Uzun 31 Mart vakası” bu defa 31 Mart 2019 da karşımıza çıktı. Siyasal İslamcılar iktidarı kaybetmemek adına İmralı canisinin mektubunu okutmaktan tutunda kırmızı bültenle aranan terörist Osman Öcalan’ın röportajının TRT de yayınlanmasını göze almıştır. Tüm bunları üst üste koyduğumuzda HDP’nin kiminle ortak olacağını günün sonunda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şu şekilde ifade ederek noktayı koymuştur. Millet İttifakı’nın kastederek “Bunlar sizin oyunuza muhtaçken sizinle oturmak istemiyorlar. Oyunuzu aldıktan sonra de sizin yüzünüze bakarlar mı? Bakmazlar” diye beyanda bulunmuştur. Bu beyandan da anlaşılacağı gibi Millet İttifakı ile hareket etmeyin. Biz eski ve eskimeyen dostlarız mı demek istemiştir. Andımızı okutmamakta ısrarlıyız. Andımızın okutulmamasını MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye bile kabul ettirdik. Açılım saçılım sürecini devam ettireceğiz mi demek istemiştir. 

Cumhur İttifakı’dan yeni açılım saçılım süreci ve sessiz sedasız yürütülen genel af çalışmasının yanı sıra genel ekonomik rahatlatma hamleleri beklenmektedir. Cumhur İttifakı bakalım bunlar dışında vay be dedirtecek başka neler yapacak göreceğiz. Yaparsa AK Parti yapar diyeceğiz.