Sanat, zamanın ruhuna dokunan ve insanlık tarihine iz bırakan en güçlü anlatım biçimidir. Bazen bir ses, bazen bir fırça darbesi, bazen de tek bir cümle... Her biri belleğimizde iz bırakır ve geleceğe taşınır. Mehmet Utku Şentürk’ün kaleminden çıkan “Sesler, Renkler, Yüzler”, işte tam da bu izlerin peşine düşen, Türkiye’nin kültürel hafızasına ışık tutan bir anlatı yolculuğu.
Edebiyat, sinema ve müzik dünyasının öncü isimlerine dair 30 özgün portre yazısından oluşan bu eser; tanıdığımız, eserleriyle hayatımıza dokunmuş sanatçıları bir kez daha ama bu kez farklı bir gözle görmemizi sağlıyor. Şentürk, sanatçıların hayatlarına yalnızca biyografik bir pencereden değil, onların iç dünyasına, yaşadıkları dönemin ruhuna ve verdikleri mücadeleye odaklanarak yaklaşıyor.
“Sesler, Renkler, Yüzler”, şöhretin parıltısı kadar gölgesini, başarının yanındaki yalnızlığı ve ilhamın içindeki mücadeleyi de görünür kılıyor. Her portre, sadece bir sanatçının yaşamını değil; aynı zamanda Türkiye’nin sanatla yoğrulmuş çok katmanlı hikâyesini anlatıyor.
Kimi zaman bir müzisyenin notalarında gizlenen hüzünle, kimi zaman bir ressamın tuvaline yansıyan başkaldırıyla ya da bir yazarın kelimelerinde yankılanan zamanın ruhuyla buluşturuyor okuru. Bu yönüyle kitap, sadece sanatseverlere değil; Türkiye’nin düşünsel ve kültürel dönüşümünü merak eden herkese hitap ediyor.
Klaros Yayınları etiketiyle yayımlanan “Sesler, Renkler, Yüzler”, sanatın izini süren, duygusu güçlü ve anlatımı çarpıcı bir eser olarak kitap raflarındaki yerini aldı.