Dünyanın En Güzel Kitapları
Twitter: @DnynnEnGzlKtplr
Ali Lidar’ın edebiyat serüvenini takip edenler bilir: Onun yazarlığında samimiyet, kendine özgü bir içtenlik tonu ve okurla kurduğu dostane bağ her zaman öne çıkar. Z Raporu ve Alengirli Şiirler’de şiirle, Kişisel Edebiyat Atlası’nda listelemelerle, Hayata Rağmen Edebiyat’ta ise derinlemesine yorumlarla bu içtenliği sürdürür. Son iki kitabı, aslında birbirini tamamlayan iki ayrı “atlas” olarak düşünülebilir: Okurun eline tutuşturulmuş pusulalar, edebiyatın dağınık ama büyülü coğrafyasında yol bulmak isteyenler için.
Kişisel Edebiyat Atlası, adının da işaret ettiği gibi, bir harita niteliğinde. Lidar, sık sık öğrencilerinden ve genç okurlardan gelen “Kimleri okuyalım, hangi kitaplarla başlayalım?” sorularına toplu bir cevap sunuyor. Dünyaca ünlü yirmi yazarı, onların en sevdiği kitaplarını ve nedenlerini içten bir dille sıralıyor. Bu noktada önemli olan, kitabın bir kanon listesi oluşturmaması; tam tersine, yazarın kişisel tercihleriyle şekillenen, sübjektif ama samimi bir yol haritası sunması. Bu yüzden de Atlas, bir edebiyat ansiklopedisi olmaktan çok, okurla yazar arasında kurulmuş samimi bir sohbeti andırıyor.
Hayata Rağmen Edebiyat ise bu atlasın sınırlarını genişletiyor. Burada Lidar, yalnızca edebiyatın mihenk taşlarını değil, aynı zamanda zamanla unutulmuş ya da yeterince değer görmemiş yazarları da gün ışığına çıkarıyor. Kitap, yalnızca biyografik bilgiler sunmakla kalmıyor; Lidar’ın özgün bakış açısıyla, o yazarların eserlerinde saklı kalmış ayrıntıları okurla paylaşıyor. En dikkat çekici tarafı ise, seçilen bütün yazarların “sevdiği ölüler” arasından olması. Yaşayanlardan çok ölülerle kurduğu bağ, Lidar’ın edebiyata bakışındaki romantik ve biraz da hüzünlü damarı ortaya koyuyor.
Bu iki kitap birlikte düşünüldüğünde, Ali Lidar’ın edebiyat anlayışının temel çizgilerini görmek mümkün: Edebiyatı bir “yaşam kılavuzu” değil, hayatın yükünü hafifleten, insana direniş gücü kazandıran bir dost olarak görmek. Lidar’ın şu sorusu bu bakışı özetler: “Bizi hayata karşı ne savunabilir, edebiyattan başka?”
Ali Lidar’ın “kişisel” atlasları aslında hepimize ait. Çünkü onun penceresinden okudukça, kendi edebiyat atlasımızı da çiziyor, hayata rağmen edebiyatla ayakta durabileceğimizi yeniden hatırlıyoruz.