Sadece ekonomik sorunları hedef alarak yanlış yöne mi bakıyoruz?

Türkiye durmaksızın yeni kaçakları ülkesine dolduruyor. 2011 yılında savaş sebebiyle ülkemize gelen ancak 2018'de savaş sona ermesine ve Suriye Devleti, ülkesinin ekseri çoğunluğuna sahip olmasına, Esad'ın defalarca kez af çıkarmasına rağmen ülkesine dönmeyen milyonlarca kişi de benim gözümde 2018 yılından itibaren kaçaktır. Antalya Konyaaltı'nda vatandaşlık satın alan Ukraynalı bir şahıs da İstiklâl Marşı'mızdan rahatsız olup CİMER'e şikayette bulunmuş. Kendisine tavsiyem, İstiklâl Marşı'ndan uzak, bomba ve füze seslerine yakın memleketine dönmesi olacaktır. 

Sürekli ekonomik sorunları gündemde tutan muhalefetin bu stratejisinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir kesim var ki onlar açlıktan ölseler de kararlarını değiştirmezler. Bazıları da Türkiye'nin ekonomisinin iyi olduğunu iddia ediyor. Dışarıdan borç para ve swapların ekonomiye dahil edilmesiyle, enflasyon ve döviz bir süreliğine aşağı çekilirse muhalefet halkı nasıl ikna edecek merak ediyorum. 

Türkiye'de milyonlarca kişi asgari ücretle yaşarken, başını sokacak bir evi yokken, işsizken, milli gelirimiz 10 bin dolar hedefini bulamamışken, derin bir yoksulluk çekilirken neden Türk milletinin vergileriyle kaçaklara bakmak zorunda bırakılıyoruz? Kimi açıklamalara göre kaçaklara 140 milyar dolar harcandı. Yetmedi mi? Biraz daha mı harcayalım?

İktidar niyetini açıkça ortaya koydu. Sığınmacıları bir problem olarak görmüyor. Peki bazı partiler neden bu konuya eğilmiyor? Sakın ilgileniyorlar demeyin! İkircikli söylemlerden vazgeçmedikleri sürece kimse inandırıcı gelmiyor.

Sığınmacıların tamamını kesin olarak göndereceğiz diyen bir partinin karşısına çıkabilecek bir argüman yok. Duygusal konuşmalar dışında mantıklı bir karşılık verebilecek kimse yok. Hukuk da gönderilmesini emrediyor. Yani alan oldukça rahat.

Belki de Türk milletinin tarih boyunca bu kadar hemfikir olduğu bir konu olmamıştır. Buna Kurtuluş Savaşı bile dahil edilebilir. Bazıları savaş yorgunluğu sebebiyle, bazıları düşmanın gücü sebebiyle, bazıları da sırf ihanetten karşı çıkmıştır. 

Zafer Partisi politikalarını sığınmacı sorunu üzerine kurdu ve yeni kurulan bir parti olmasına rağmen gündem belirliyor. Anketlerde %1-3 gösteriliyor. Peki bunu başat bir parti yaparsa elde edeceği kazanç ne olur diye düşünüyorum da oy kazancının %3'ten aşağı olacağını sanmıyorum.

CHP sığınmacıları 2 yıl içerisinde göndereceğiz diyor. Ama gönüllü... Üstelik Genel Başkan medyada göndereceğiz derken, sahada gezen bazı vekiller gönderemeyiz demekten çekinmiyor.  CHP'li Ünal Çeviköz ise, "İktidar çevreleri veya bazı siyasi parti yetkilileri hep ‘göndereceğiz’ veya ‘gidecekler’ diye aktif bir dil kullanıyorlar. Biz ‘göndereceğiz’ demiyoruz. Biz ‘gitmeleri için gerekli koşullar kendi ülkelerinde yaratılacaktır. Kendileri gönüllü olarak gideceklerdir" açıklamasını yapıyor. Kim Türkiye'den gönüllü olarak gitmek ister ki? Askerlik yapmadıkları, vergi vermedikleri, 97 MİLYON kez poliklinik hizmeti aldıkları bir ülkeyi kim bırakır?

İyi Parti, Göç Doktrini ve Stratejik Eylem Planı açıklaması yaptı. Bu plan konuya eğildiklerinin göstergesi ancak bunu sürekli gündemde tutmak gerekir. Sadece toplumsal olaylar yaşandığında açıklamalar yapmak yeterli değil. 

Demokrat Parti, 'Göç ve Sosyal Politikalar Başkanlığı' ihdas etti. Başına da bu konuyla derinlemesine ilgilenen İlay Aksoy'u getirdi. Ancak şimdiye kadar etkin bir politika ortaya koyduklarına rastlamadım. 

Temel Karamollaoğlu, "Hemen, bütün sığınmacıları kapı dışarı edelim, bunu kimse diyemez. Ama biz bütün sığınmacıların da, bu memlekette ilelebet kalmasını da doğru bulmayız. Onlar da kendi memleketlerine gidebilmeli" açıklamasını yaptı. Gidebiliyorlar zaten. Bayramda seyranda koşa koşa gidiyorlar. 

DEVA hâlâ Suriye'de güvenlik sağlandığına inanmıyor. Oysa yılbaşı partileri, plajlarda yaz tatilleri, cadılar bayramı kutlamaları görüntüleri sürekli olarak geliyor. 

GP: Suriyelilerin ülkelerine güvenle geri dönebilecekleri koşulların yaratılması için çaba gösterilmelidir, diyor. 

Altılı Masa'nın konuya ilişkin samimiyetini 30 Ocak'ta açıklayacakları hükümet programında arayacağım. 

Memleket Partisi Genel Başkanı İnce, "Benim cumhurbaşkanlığımda hemen barışacağız, masaya oturacağız. Şam’a büyükelçi atayacağım, Suriyelileri göndereceğiz" diyor. Evet bunu herkes söylüyor ama nasıl? Ya Esad barışmazsa? Ya sığınmacıları ülkelerine kabul etmezse? B planınız nedir?

HDP, 'Sığınmacı hakları insan haklarıdır. Kardeşçe yaşamak, ortak mücadeleyle çözüm geliştirmek mümkün!' diyor. 

Partilere tavsiyem şudur: Türk milleti ile sözleşme imzalayın. İktidara geldiğimizde kaçakları kesinlikle göndereceğinize dair sözlerinizi metne dökerek imzalayın. STK'lara verin. Olur da iktidara geldiğinizde fikriniz değişirse, söz uçsa bile yazı kalsın.