Kırım’a yapılan saldırıya misilleme olarak Ukrayna’nın ulaşım, iletişim, elektrik ve alt yapı merkezlerini füzelerle vurmaya başlayan Ruslar’ın doğalgaz sevkiyatını durdurması ile Avrupa’da kış öncesi endişeli bekleyiş başladı. Avrupa’nın, alacağı önlemlerle hiç gaz alımı olmasa da bu kışı atlatacak depoya sahip olduğu biliniyor. Ayrıca Rusya’nın da doğalgaz ihracatını bir yıldan fazla sürede durdurabilme imkanı olmadığı aksi takdirde Rus milli ekonomisinin ciddi zarar göreceği biliniyor. Bu sebeple en azından beş altı ay tarafların restleşebileceği söyleniyor.

RUSLAR, HER GÜN 13 MİLYON EURO’YU YAKIYOR

Norveçli enerji uzmanlarından Sindre Knutson, Der Spigel’e verdiği söyleşide Batı’ya gaz akışını durduran “Rusya’nın her gün 4 milyon metreküpten fazla doğal gazı yakmak sorunda kaldığını” belirtiyor. Bu halen Kuzey Akım’dan sağlanan toplam hacmin yaklaşık sekizde birinin çöpe atılması demek. “Yakılan bu gaz değerinin piyasa fiyatıyla yaklaşık 13 milyon Euro değerinde olduğunu” belirten uzmanlar, Rusya’nın AB’ye bir yıl boyunca doğalgaz sevkiyatı yapmamasına rağmen bundan ekonomik olarak etkilenmeyeceğini söylüyorlar. Nitekim uzmanlar, 2022’de enerji ihracatından elde edilen gelirin, 2021’de elde edilen enerji gelirinden yüzde 20 daha fazla olduğunu belirtiyorlar. Bu rakamlar da, Rusların 2023 yılının ortalarına kadar para sıkıntısı çekmeyeceğini gösteriyor.

RUSYA’NIN YENİ ENERJİ MÜŞTERİLERİ

Dünyanın en büyük doğal gaz ve petrol ihracatçısı konumundaki Rusya ürettiği doğalgazın yaklaşık yüzde 75’ini Avrupa ülkelerine satıyor. Aynı şekilde Amerikan Enerji Bilgi Yönetim İdaresi’nin (EIA) Ekim 2021 verilerine göre, Rusya petrolünün yüzde 49'unu da Avrupalı OECD ülkelerine satıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre, “2021 bütçesinin yüzde 45'ini petrol ve doğal gaz gelirleri oluşturan” Rusya’nın enerji ihracatında Çin, Pakistan ve Hindistan’a yöneleceği tahmin ediliyor. Ancak Çin ve Pakistan-Hindistan’a doğalgaz sevkiyatı yapmak için mevcut boru hatlarında revizeye gidilmeli ve yeni boru hatları inşa edilmeli. Ancak kısa vadede bu boru hatlarını inşa edemeyeceği göz önüne alındığında, Rusya’nın uzun vadede enerji piyasasındaki aktif rolünün zarar görebileceğini de unutmamak lazım.

Ancak Avrupalı enerji şirketleri de Rusya’nın gaz ve petrolünden kolayca vaz geçmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü ciddi yatırımların yapıldığı mevut boru hatlarını bir kenara atacak bir lükse sahip olmadıklarını düşünüyorum. Aşağıdaki çizelgeden de görüleceği üzere Avrupa ülkelerinin doğal gaz ithalatında Rusya’nın ciddi bir payı var. Ki zaten şimdiden K. Makedonya, Sırbistan, Slovakya ve Macaristan gibi ülkelerin Moskova ile yeni bir enerji anlaşması yapmak üzere oldukları biliniyor. 

Tabii ki Batı’nın enerji ihtiyaçlarını karşılama için alternatif arayışları devam edecek. Rusya da Avrupa’nın tahammül sınırını test etmeye devam edecek ve kendisi ile iş birliği yapacak ülkelere farklı yaklaşımını icraatta gösterecektir.

TÜRKİYE SABOTAJLAR KONUSUNDA ÖNLEM ALMALI

Enerji (petrol ve doğalgaz boru) hatları bakımından stratejik öneme sahip olan “Türkiye'nin hem insansız sualtı araçları konusunda mühendislik becerilerini artırması gerekli hem bu tür saldırılara karşı tedbiren ilgili sonar, radar, sensor vs. kapsama alanını genişletmesi gerekebilir.  Kuzey Akımı hattına düzenlenen saldırılar, dünyanın çeşitli bölgelerinde sualtından geçen her türlü petrol, gaz, telekom, su vs. hatlarına sabotajların başlayacağı bir dönemin habercisi olabilir. Türkiye'nin de hem Karadeniz altındaki gaz hatlarını koruması hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile aramızdaki su boru hattını ve telekom hatlarını koruması öncelikli olmalıdır. Dünyadaki mevcut risk seviyeleri sebebiyle şehirlerimizde ve sınırlarımızda da en üst seviyede, gelişmiş kameralar ile, yüz tanıma sistemleri ile, katmanlı güvenlik tabakaları tasarımı ile tüm tedbirler alınmalıdır. Her saldırı önlenemeyebilir ancak tüm saldırılar geriye yönelik izlenebilir hale getirilebilir ve sorumlulara ulaşılabilir.” (Metin Akgerman, Aydınlık, 2 Ekim 2022)

ENERJİ BİLGİ NOTU

British Petroleum'ın yıllık istatistiklerine göre dünyadaki doğal gaz rezervlerinin en büyük kısmı yani yüzde 40'tan fazlası Orta Doğu'da bulunuyor. Dahası son yirmi yılda Katar ve İran'da yapılan keşifler sayesinde bölgedeki rezervler yüzde 30 oranında arttı

İkinci sırada eski Sovyet ülkelerinin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri bulunuyor. Dünya rezervlerinin yüzde 30'dan fazlası bu bölgede bulunurken Rusya'nın tek başına payı yüzde 20'nin üzerinde. Son 20 yılda Rusya'daki kanıtlanmış rezervler yüzde 13 artarak 37,6 trilyon metreküpe çıktı.

İran'ı rezervleri 32,1 trilyon metreküp, Katar'ın ise 24,7 trilyon metreküp düzeyinde. Onun dışında 12,6 trilyon metreküp ile ABD ve 13,6 trilyon metreküp ile Türkmenistan büyük rezervlere sahip ülkeler. Diğer ülkelerin rezervleri ise bu grubun bir hayli gerisinde kalıyor. Örneğin Avrupa'daki en büyük üretici olan Norveç'in rezervi 1,5 trilyon metreküp düzeyinde. AB sınırlarındaki rezervler ise sadece 0,4 trilyon metreküple dünya rezervlerinin yüzde 0,2'sini oluşturuyor.

2020 yılında dünyada 3,85 milyar metreküp doğal gaz çıkarıldı. ABD yüzde 23,7'lik payla ilk sırayı alırken onu yüzde 16,6 ile Rusya, yüzde 6,5 ile İran izledi. AB ülkelerinde çıkarılan 50 milyar metreküplük doğal gaz dünya üretiminin yaklaşık yüzde 1,2'sini oluşturdu.

Toplam rezervler ve halihazırdaki üretim kapasiteleri göz önüne alındığında Orta Doğu ülkelerinde 110, Bağımsız Devletler Topluluğu'nda da 70 yıl yetecek kadar doğal gaz bulunuyor. Diğer ülkelerdeki rezervlerin ömrü ise daha kısa. Ortalama olarak dünya genelinde 48 yıl yetecek kadar gaz bulunuyor. (Bkz.tr.euronews.com)
Çizelge www.yenisafak.com sitesinden alınmıştır.