İstiklal Caddesi’ndeki katliam girişimine neden olan terör saldırısının kaynaklarını kurutmak amacıyla Suriye ve Irak sınırımızın öte tarafına yönelik başlatılan, “Pençe-Kılıç Operasyonu” adı verilen hava harekatında belirlenen hedefler vurulmuş ve 50 civarında terörist etkisiz hale getirilmiştir.

Devlet, asla intikam peşinde koşmaz, koşmamalı. Devlet, her zaman tetikte olmalı ve tespit edilen terörün kaynaklarını kurutmalıdır. Terörün kaynağını kurutmaya yönelik operasyon yapmak için yeni bir katliamı beklemek doğru mu? Elbette değil. Önemli olan ayakkabı numarasına kadar bildiğimiz teröristleri ve bunların bağlantılarını eylem öncesi tespit ve etkisiz hale getirmektir. Şüphesiz bizim bilmediğimiz onlarca terör girişimi olmuş, onlarca bombalama girişimi önlenmiştir. Davası, ideali büyüktür, dolayısıyla düşmanı da pek çoktur.

Türkiye bunun için büyük devlettir, çünkü geçmişi binlerce yıla dayalıdır. Sembolik de olsa kuruluş tarihini M.Ö. 209 yılına dayandıran Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sahip bir Devletimiz var. M.Ö. 3ncü yüzyılla birlikte tarihte kurulmuş olan 16 büyük Türk Devletlerinin resmi mirasçısı olduğunu Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda belgeleyen bir Devlet’e sahibiz.

ÖZEL BİRLİKLER

Kabuğundan çıkma sancıları çeken Türkiye bölgesinde güçlü Devlet olduğunu her şart ve zeminde göstermelidir. Bunun için MİT veya Cumhurbaşkanlığı bünyesinde SAS ve SAT’lardan oluşan, her daim ihtiyaç duyulduğunda sınır ötesinde operasyonlar yapabilecek güç ve kabiliyete sahip, Kürtçe, Arapça, İngilizce, Farsça, Rusça dillerine vakıf “Özel Birlikler” hazır bulundurulmalıdır.

ismail cengiz kose yazisi foto

AKINCI BİRLİKLERİ

Aslında Irak ve Suriye’deki Türkmenleri yeniden “dizayn etme” zamanı gelmiştir. Çiller Hükümeti zamanında Türkmeneli bölgesinde kurulan “Akıncılar Birlikleri” tekrar aktif hale getirilmeli, bölgede seçilen Türkmen gençleri savunmaya ve korumaya yönelik eğitime tabi tutulmalıdır. Nasıl Peşmerge askerini eğitebiliyorsak, Türkmen gençlerine de çok rahatlıkla kendilerini savunma eğitimi verebiliriz. Veya o bölgelerde bu işi yapacakları organize edebiliriz.

YENİ BİR DÜNYANIN SANCISI

Bu talep ve sözümüz hem iktidar partisine hem de iktidar adayı partilerimizedir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti 100 ncü yılına gireceği 2023’de yeni bir döneme adım atacaktır. İHA’lar, SİHA’lar, Nükleer Santraller, NATO’nun ve AB’nin itiş-kalkışları, Rusya ve Çin’in yaklaşımı bu yeni dönemin sancılarıdır.

Türkiye’nin bu sancılı döneminde iktidarıyla muhalefetiyle bütün partilerin, bütün köklü STK’ların milletin dert ve davasına çözüm üretme noktasında geleceğe dair stratejileri hazırlamaları gerekir. Partilerin “seçim beyannameleri”nde Devleti geleceğe güvenle taşıyacak planlamalar ifade edilmeli, çözüm önerileri zikredilmelidir.

GELECEK İÇİN STRATEJİK PLANLAMA

Şubat 2015’de yapılan “Şah Fırat Operasyonu”, Ağustos 2016’da “Fırat Kalkanı Operasyonu”, Ekim 2017’de “İdlip Operasyonu”, Ocak 2018’de “Zeytin Dalı Harekatı”, Ekim 2019’da “Barış Pınarı Harekatı”, Şubat 2020’de “Bahar Kalkanı Harekatı” ile en son gerçekleştirilen “Pençe-Kılıç Operasyonu” gibi tüm askeri faaliyetlerin semeresini görmek istiyorsak, yapacağımız tek şey var, o da yalnız Türkiye’yi değil, Türk Devlet ve Topluluklarını, akraba halkları güvenli geleceğe taşıyacak “stratejik planlama”yı hazırlamaktır.

ismail cengiz kose yazisi foto01

AK Parti ve MHP gibi, CHP ve İYİ Parti’nin de bu hazırlığı yapma ve buna göre kadrolarını oluşturma zorunluluğu vardır.