Yirmi yıldır iktidarda olup da yola çıkarken söylediğin sloganları unutmak nasıl bir duygu?

Yirmi yıldır iktidardasın ancak temel hak ve hürriyetlerle ilgili kanunları çıkarmayı unutmak nasıl bir güç zehirlenmesi? Bunu anlamakta güçlük çektiğimi söyleyerek yazıma başlamam gerekmektedir.

Bu yüzyılın adının Türk Yüzyılı olacağını övünerek söylesek de mevcut iktidarın hala arka bahçesi diye nitelendirdiği siyasal gurubun haklarının unutulması anlaşır gibi değil.

Bu yüzyılda insanların hala kılık kıyafeti ile uğraşmanın ya da bu konularda seçmeni manipüle etmenin ayıp sayıldığını bilmemek gerçekten çok ayıp.

Yirmi yıldır iktidarda olan AK Parti her seçim bölgesinde başörtüsüne dokundurmayız sloganları atarken; AK Parti’nin başörtüsü konusunda bir kanun çalışması yapmaması çok manidar. Mütedeyyin seçmen bu konuyu duyduğunda nasıl tepki verdi diye etrafımdaki insanlarla sohbet etme fırsatı buldum. Genel olarak insanlar şu şekilde cevap vermektedir. AK Parti bu kanunu çıkarmamış olamaz. AK Parti bu işi CHP’ye bırakmaz. AK parti bunu yapmadıysa yazıklar olsun. Yirmi yıldır biz oy veriyoruz yarın iktidar değiştiğinde aynı sıkıntıları yine mi yaşayacağız, gibi birbirine benzer cevaplar aldım.

AK Parti acaba bu mütedeyyin gurubu oy deposu olarak gördüğü ve bu oy deposunun başka taraflara kaymaması için mi bu güne kadar bu yasa çalışmasını yapmadı? Yoksa AK Parti başörtülüleri bu kanunu çıkarmamakla rehin aldığını mı düşünüyor? Belki de en önemli soru bu olsa gerek. Şayet iktidar bu şekilde düşünerek bu yasa çalışmasını yapmadı ise halk başörtü konusunu çoktan aştı benden söylemesi… Başı açık olan da kapalı olan da bu yerde değil artık. İnsanlarımız bambaşka şeyler tartışırken CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuyu gündeme getirmesi siyaseten çok isabetli olmuş olabilir. Ancak bu yüzyılda bu konunun hala tartışılıyor olmasının ayıbı Türk siyasetinde söz söyleyenlerindir. Bu yüz yılda hala başı açık başı kapalı olmak gündem oluyorsa bazı siyasi partiler kılık kıyafete göre oy devşirme peşinde koşuyorsa yapılacak pek bir şey yok demektir. Daha tekâmülünü tamamlayamamış bir siyasal sistemden bahsetmemiz gerekmektedir.

Türk siyaseti hala başörtüsü ile uğraşıyorsa utanması gereken bu konunun muhatabı seçmenler değil başörtüsü konusunu çözmeyen Türk siyasetinin seçilmişleridir.

Türk siyasetine yön vermeye çalışanlar şunu iyi bilmeliler. Soğuk savaş sonrası oluşan kişisel şekil ve figürlerle taraf beyan etme dönemi çoktan bitti. Buradan siyasal İslamcı gruplara da seslenmek istiyorum kılık kıyafet ile kimse mümin olmaz kimsede kılık kıyafetinden dolayı dinden çıkmaz. Bırakın insanlar kendilerine yakışanı, inançlarına göre giysinler kuşansınlar. Toplumu ayrıştıran sizler olmayın. Aykırı olanlar zaten toplum tarafından reddedileceği için onlar kendilerini toplumun dışına atmak zorundalar. Siyasi partilerin seçmenleri şu şekilde giyinir bu şekilde bıyık bırakır gibi tanımlamalar hem çok çirkin hemde çok tehlikelidir. Bu insanları ayrıştırmanın en kolay yoludur. Bu yola kimse tevessül etmemelidir. Başörtülü bir kadın AK partili olabileceği gibi MHP’li de olabilir, CHP’li de olabilir, Liberal Demokrat Partisi'nde de olabilir. Kadın kendine yakıştırıyorsa başörtüsünü Türkiye Komünist Partisi'nde olmasına kim engel olabilir. Başörtülüler bu memleketin birinci sınıf vatandaşıdır. Ancak bu insanların kılık kıyafeti konusunda her türlü söylemde bulunup da gereğini yapmayanların ayıbıdır bu tartışmalar.

Kısaca başörtülüler ne AK Parti’nin oy deposudur nede seküler yaşayanların karşıtıdır. Başörtülü de bu memleketin öz evladıdır başı açık olanda. Siyasi rant için kadınlarımızın üstünden elleriniz çekin yeter.