Geçen haftalarda Meral Akşener'in millet ittifakından ayrılmasından sonra oluşan depremin artçı sarsıntıları hala devam etmektedir. İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu 29 Mart itibariyle İYİ Parti'den ayrıldığını beyan etmiştir. İYİ Parti'de artçı sarsıntılar durmazken Cumhur ittifakında da işler pek iç açıcı görünmüyor. Malumunuz olduğu üzere Cumhur ittifakındaki paydaşlar düşman kardeşlerden farklı değiller. 6'lı masadan farklı değiller. 6'lı masada da 5 benzemez bir aradayken; Cumhur ittifakında da durum ne yazık ki aynı. Cumhur ittifakının farkı iktidar olması ve iktidarın vermiş olduğu güç sarhoşluğu ile daha rahat hareket etmesidir. 
Türk siyasetinde önemli mihenk taşlarından birisi olan Dr. Doğu Perinçek Bey'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı için 100.000 imza toplayamaması; ardından Cumhur ittifakına tekrar yanaşması artı 1'in ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Şimdi Dr. Doğu Perinçek Bey ile  Devlet Bahçeli'nin HÜDAPAR'ı ne kadar millileştirecekleri ve ne kadar cumhuriyetin temel ilkeleri ile barışık olduklarını anlatmalarını bekliyoruz. Bakarsınız HÜDAPAR Atatürkçü, Laik ve Türk milliyetçi oluverir. Diğer taraftan ise rahmetli Profesör Doktor Necmettin Erbakan Bey'in AK Parti kurucularına söylediği sözler hâla kulaklarımızda çınlarken; Erbakan Hocanın oğlu Fatih Erbakan'ın AK Parti ile seçim ittifakı yapmasını vatandaş nasıl değerlendirecek?  Cumhur ittifakında iş birliktelikleri bunlarla sınırlı değil tabii ki. Bunların yanında İmralı ve Kandil ile yapılan gizli görüşmeler ve bu görüşmeler sonrası Edirne cezaevinde yatan HDP'nin eş başkanı Selahattin Demirtaş'ın devre dışı bırakılması kararı kulislerde konuşulmaktadır.  HÜDAPAR ve HDP arasındaki düşmanlığı bitirirse Cumhur ittifakı bitirir. Geçen haftaki yazımda bahsettiğim gibi bölücü terör örgütlerine sırtını yaslayan siyasal grupların vazgeçilmez kırılmasının tek sebebi %50 artı bir denilen bu manasız seçim sisteminden başkası değildir. Cumhur ittifakında işler Pek iç açıcı olmadığı gibi millet ittifakında da işler iyi gitmemektedir. Kulislerde Deva partisinin içerisindeki Kürtçü kliğin son dakikada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ve Millet ittifakına gol atacakları iddia edilmektedir. Bu golün nasıl olacağı konusunda çeşitli tevatürler ortada dolaşmaktadır. Bana kalırsa Kemal Bey'in Milli duruşundan rahatsız olan grup son dakikada millet ittifakından ayrılma çabasına girecektir. Profesör Doktor Ahmet Davutoğlu Millet ittifakına dayattığı Derin Stratejinin karşılığını alamasa da Milli Savunma Bakanlığı konusunda söz aldığı ifade edilmektedir. Bir taraftan da Muharrem İnce Bey'in ittifaka katılırım ancak Milli Eğitim Bakanlığı'nı isterim demesi, sadece ve sadece bu %50+1'lik sistemin problemini ortaya koymaktadır. Sistem içerisine dahil olmak isteyen onlarca cemaat grup camia dev gölgeli Cüceler olan insanlar var. Bunlar kendi gölgelerini güneşten değil de kendilerinden varsaydıkları için, kibirli ve kirli pazarlıklar yapmaktan çekinmemekteler.  Seçim satımalinde hızla ilerlerken deprem bölgesinde insanların çaresizliği seçim malzemesi haline dönüştürülmemelidir. Seçim kazanmak pahasına yanlış, hukuksuz işlere imza atılmamalıdır. Yani eski AK Parti milletvekili Şevki Yılmaz'ın  "Hazinede tek kuruş bırakmayın"  dediği gibi yapılmamalı. Yoksa bu masum milletin âhı herkesi yakar yıkar. Benden söylemesi. İstanbul'da beklenen deprem ise yeni rant kapıları aralamaktadır. Zamanında Mehmet Özhaseki beyin icat ettiği imar barışı memleketin başına bela oldu.  Türkiye'de ki en büyük problemlerin başında mülkiyet sorunları olduğu kabul edilmelidir. Bu sorunda imtiyazlı guruplar tarafından sömürüldüğü görülmelidir. Bu sorunları imtiyazlı guruplarla imar barışı adiyla bu şekilde çözersen olacak bu. Enkazın altında vatandaş can verir; siyasal sistem ise onarılması zor  yaralar alır. 
Dünyada da işler kötü gitmektedir. Türkiye‘yi ilgilendiren bir kaç başlık aktarmak istiyorum. Irak hükümeti ve Kuzey Irak’ta bulunan yerel yönetim Türkiye’nin petrol pazarındaki yerini ve gucünü azaltma faaliyetleri yürütmektedir. Ermenistan Rusya’dan korksa da Avrupa’nın oyuncağı olmak için çaba sarf etmekte ve savaş sonrası imzaladığı taahhütleri yerine getirmemekte direnmektedir. Libya’da sessizlik hakim gibi görünse de bölgede büyük bir fırtına çıkmak üzere. Afrikalı kaçak göçmenlerin yeni rotası Akdeniz üzerinden Fransa’dır. Avrupa bu yazı pek sıcak yaşatacak. En az on milyon Afrikalı Avrupa’yı sömürecektir. Bulgaristan kısa vadeli seçimlerle Fonlar savaşının  yaşandığı bir devlet olmuştur. Parayı veren Bulgaristan'a hakim olur.  Türk soydaşlarımızın geleceği muhasebecilerin ve ondalıkcıların elinden kurtarılmazsa vay halimize. Çok kısa süre sonra Bulgaristan'da Türk varlığından bahsedemiyeceğiz.