İsrail bütün dünyanın gözüne baka baka bebekleri, çocukları, kadınları, masum erkekleri katletmeye devam etmektedir. Küçücük bir coğrafyası ve küçücük nüfusuyla bütün dünyaya racon kesen, ayar veren siyonist siyasetçiler akılları sıra Dünya Savaşı provası yapmaktalar. Bu Dünya Savaşı provasında işin en komik kısmı Haçlı Birliği Hz İsa'yı katleden Musevilere Şirin görünmek için Müslüman katliamına göz yummaktılar. I. Dünya Savaşı döneminde Türk ve Osmanlı askerini katletmenin sevap olduğunu söyleyerek vahşi katliamlara imza atanlar yine aynı Hristiyan Birliği değil miydi? Bugün Hristiyan Birliği Museviler aracılığıyla Filistin'de Afrika'da Müslüman katliamlarına imza atmakta bir behis görmemekte. Avrupa Birliği Doğu Akdeniz'den bu katliamlara imza atarken komünist Çin Doğu Türkistan'da kamplarda milyonlarca Uygur Türkü'nü yavaş yavaş öldürmekte ya da yaşayan bir ölü haline getirmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti Doğu Akdeniz'e gönderdiği savaş gemileri ile aslında Doğu Türkistan'da yapmış olduğu katliamı dünyanın görmemesinin iznini almış oldu. Yine Rusya Kırım'da ve Ukrayna'da yapmış olduğu katliamların faturasını bir avuç siyonistin barbarlığı sayesinde sıfırlamış oldu. Çöl kraliçesi ve Lawrence'ın çizmiş olduğu Arap coğrafyasındaki devletlerin hiçbiri İsrail'in bu vahşi saldırılarına bırakın cevap vermeyi; tepki bile göstermemişlerdir. Arapların kardeşi olan filistinlilere bu devletler ne yardım etmişler ne de bir tane mülteci bile almamışlardır. Hülasayı kelam Lawrence'ın kurduğu Arap devletlerinin yönetimleri öz kardeşlerine sırt dönmeyi görev edinmişlerdir.  Bundan bir yıl önce Filistin yönetimi Doğu Türkistan'daki Çin mezalimini haklı gördüğünü; Azerbaycan'ın değil de Ermenistan'ın yanında yer almanın doğru olduğunu; ikrar etmiştir. Bu durum yüce Türk milleti tarafından unutulmamalıdır. Sonuç olarak İsrail Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon yatakları için harekete geçirilmiş, sonra da sen filistin'le uğraşırken biz diğer anlaşmaları yapalım diyen Birleşmiş Şirret'lerin daimi üyelerinin oyununa gelmiş görünüyor. Ancak İsrail Başbakanı Netenyahu ve ekibi soykırımda tecrübeli oldukları için Birleşmiş Şirretlerin daimi üyelerinin yüklediği bu görev siyonistler için çok basit olmuştur. Elinde silah olmayan kadın çoluk çocuk öldürmek Netenyahu ve iş ortağı Hamas için problem olmamıştır.

Şimdi biraz iç siyasete dönerim. Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukuk devleti olma özelliğini yitirtecek bu özelliğine gölge düşürecek en ufak şaibe devletimizi temelden sarsacaktır. Dünyanın savrulduğu bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının Anayasa Mahkemesi ile çatışır hale dönüşmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik hukuk devleti olarak Anayasa Mahkemesi ve bu en yüksek yarğı organının yetkileri ile ilgili bir karar vermesi gerekiyorsa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa mahkemesinin niteliğiyle niceliğine ve işlevsel sorumluluklarını tekrar ele alabilecek durumdadır. Ancak bir zamanlar Türkiye Cumhuriyeti devletinden İntikam alırcasına "Türksüz bir anayasa oluşturacağız" diğerleri veya "son vesayet anayasadır" diyenlerin dahil olmayacağı; yüce Türk milletinin hukuk düzeni içerisinde yaşayacağı; anayasanın ilk 4 maddesine dokunulmayacağı, laikliğin yok sayılmayacağı, kurucu lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile kavga etmeyen, gelecek nesillere emanet edilecek değişikliklere hayır demeyecektir. Türk milleti ile hesaplaşmak adına yapılacak her türlü değişikliğe yüce Türk milleti çok net ve sert bir şekilde cevap verecektir. Bu minvalde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında anayasa konusunda da çok net bir işbirliği olduğu kanaatinde değilim. Bu konunun Yüce meclise bırakılarak 22 yıldır değiştirilen anayasa maddeleri gibi tekrar Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesinde bir behis olduğunu sanmıyorum. Ancak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in elini rahatlatmak adına sanal bir anayasa krizi oluşturulduğuna inanmak istemem. Evet şu anda çalışanlar Çiftçiler esnaflar emekliler dul ve yetimler ekonomik olarak çok ciddi sıkıntı çekiyorlar. Bu sıkıntıların yanı sıra Cumhuriyetin 100 yılı için emeklilere verilen 5000 liradan eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde bir kısım emekliye verilmesi bir kısım emekliye verilmemesi Sayın Cumhurbaşkanına ve iktidarın büyük ortağı AKP'ye büyük oranda oy kaybettirmektedir.

Yerel seçimler yaklaşırken Türk solu Özgür Özel himayesinde toparlanmaktadır. Ancak AK Parti'nin koltuğuna göz diken İYİ Parti her geçen gün kan kaybetmektedir. Bu kan kaybı sırasında iyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener'in bazı söylemleri AK Parti ile bir işbirliği yapacağını düşündürmektedir. Ne oldu da iyi Parti AK Parti'yi devirmekten vazgeçip küçük ortaklığa talip olmuştur? Gerçi bu konuda çok net bir söylemde bulunmasa da önümüzdeki günlerde özellikle yerel seçimlerde bu ittifakı çok farklı bir şekilde göreceğimize inanıyorum. Bunun en bariz örneği Eskişehir'in yıkılamayan CHP'li Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in karşısına İYİ Parti'den istifa eden Sayın Hatipoğlu'nun AK Parti'den Eskişehir belediye başkan adayı olarak gösterilmesi olacaktır. Yerel seçimlerde İYİ Parti bazı bölgelerde belediye başkan adayları verecek, bazı bölgelerde resmen Cumhur ittifakını destekleyecek, bazı bölgelerde kendi adayını çıkartacak, bazı bölgelerde de kerhen CHP'yi destekleyecek olduğu görülmektedir. Bu şekildeki kaotik bir ittifak İYİ Parti'yi tarihin tozlu sayfalarına yollayacaktır. İYİ Parti ivedilikle kendisine siyasal yelpazenin bir tarafına angaje etmek zorundadır.  AK Parti'de de kafa karışıklığı devam etmektedir. Bir taraftan MHP ve Büyük Birlik Partisi ile yapılan ittifak Cumhur ittifakını ayakta tutarken; Hüdapar ile yapılan işbirliği Cumhur ittifakına oy kaybettirmiştir. Cumhur ittifakının her şeye rağmen kerhen destekleyen mütedeyin Kürt seçmen millet ittifakına destek vereceği unutulmamalıdır. Bu minvalde yerel seçimlerde iyi Parti'nin AK Parti'ye yaklaşması, AK Parti'nin elini güçlendirirken MHP'nin Cumhur ittifakından ayrılma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Yine AK Parti içerisinde sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sonrası için kenarda köşede yaşanan kavgalar sağır Sultan tarafından da duyulmuştur. Bu sağır Sultan'ın duyduğu olaylardan bir tanesi şu şekildedir. Bir zamanlar Doğru Yol Partisinde ve Anavatan partisinde siyaset yapan daha sonra AK Parti'ye dahil olan daha sonra AK Parti ile yollarını ayıran eski bir bakanın Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sonrası için AK Parti'nin başına geçeceği söylentileri kulaktan kulağa gezmektedir. Bu eski bakanın AK Parti'nin önemli bürokratlarından ve önemli eski bakanlarından ciddi destek topladığı bizim kulağımıza geldiyse Sayın Cumhurbaşkanını da kulağına gitmiştir.