Bugün biraz rakamlarla boğuşalım. Enflasyonla boğuşmaktan daha kolaydır emin olun. Fazla geriye gitmeye gerek yok. Ocak 2022 den bu yana yüzyıl geçmedi sadece altı ay geçti. Malumunuz olduğu üzere, enflasyon vatandaşın cebindeki paranın değer kaybını sağlamak sureti ile bir kısım zümrenin zenginleşmesini sağlamaktır. Enflasyonun iç ve dış nedenlerini ortaya koymak o devletin ticari ve mali yapıya ne kadar hakim olup olmadığını gösterir. Her sıkışıldığında iç ve dış enflasyon canavarları yaratmak, dış güçlerle iç mihrakların ortak operasyonu gibi göstermek sadece yönetilemediğimizi, hatta ekonominin kontrolden çıktığını göstermektedir. Bir taraftan da TÜRKİŞ’in genel başkanı sayın Atalay’ın “pazarlığı yüzde 20 den başlattık yüzde 30 aldık” demesi gerçekten bana çok garip geldi. yüzde 300'lük zam yağmurunda yüzde 30'luk zam almayı başarı gibi yansıtması sayın Atalay’ın önümüzdeki seçimlerde AK Parti'den milletvekilliğini garantilemesinin resmidir bence.

Basına yansıyan TÜRKİŞ’in açıklamasında açlık sınırının 6391 liraya ulaşması ancak asgari ücretin 5500 lirada tutulmasının anlamını bilen varsa açıklasın.  Vatandaşın alım gücünün düştüğü, enflasyonu dibine kadar yaşadığı bu dönemde, açlık sınırının altında bir asgari ücretin verilmesini bir başarı gibi gösterilmesi tamamen siyasidir. Adı üstünde açlık sınırı diye açıklanan bu rakamı ben bulmadım; TÜRKİŞ buldu. TÜRKİŞ’in daha önceki yıllarda açıkladığı açlık sınırlarına bir bakalım ve karşılaştıralım. Bakınız. Tablo 1

Tablo 1

YIL

AÇLIK SINIRI

ASGARİ ÜCRET

FARK

TEMMUZ 2022

6391TL

5500TL

-891 TL

OCAK 2022

4250 TL

4253 TL

3 TL

HAZİRAN 2021

2864 TL

2825 TL

- 39TL

OCAK 2021

2651 TL

2825 TL

174 TL

Daha önceleri açlık sınırının altında olmayan asgari ücret bu defa asgari ücretin epey altında kaldığı görülmektedir. Birde enflasyonun TÜİK verilerine göre olduğunu düşünürseniz açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki makasın ne olduğunu hayal etmeyi sizlere bırakmam gerektiğini düşünüyorum. Bakınız tablo 2

Tablo 2

YIL

ASGARİ ÜCRET

2020

2324TL

2021

2825TL

2022

5500TL

FARK

%137

Bazı ürün kalemlerinde fiyat artışının  yüzde 300 geçtiğini hep birlikte idrak ediyoruz.  Ancak istatistik profesörlerine bile şapka çıkarttıracak şekilde enflasyon ölçümlemesi yapan TÜİK bu konuda çok becerikli olduğunu ortaya koymuştur.

Enflasyonu esas tetikleyen ve devletin vergi kalemlerinde en önemli yer işgal eden kalemlerden bir iki örnek vereceğim. Bakınız tablo 3

Tablo 3

YIL

BENZİN FİYATI

MAZOT FİYATI

ELEKTİRİK FİYATI

2022

25.2TL

26.69TL

130TL

2021

8.40 TL

8.16TL

48TL

2020

6.90 TL

5.46TL

39TL

FARK

%265

%375

%330

Görülüyor ki; emtialara gelen zam ile asgari ücrete yapılan zam arasında korkunç bir uçurum var. Yani vatandaş fukaralık uçurumuna itilmiş, birde vatandaşa gözlerindeki ışıltının görülüp görülmediği soruluyor.

Olması gereken ne derseniz? Bana göre; asgari ücret açlık sınırının iki katı kadar olmalı ki vatandaş rahat nefes alsın. Birikim yapabilsin, ticaretin dengeli yürümesi için alışveriş yapabilsin. Borçlansın, ancak borcunu rahat ödeyebilsin. Ulaşım yük olmasın, işine gücüne mutlu ve umutlu gitsin. Devletine güvensin yatırım yapsın, iş alsın iş yapsın. Geleceğe umutla baksın. Devletin tüm vatandaşlarına aynı yakınlıkta olduğunu bilsin.

Muhalefetin tanımıyla “beşli çete” ile yapılan döviz cinsinden anlaşmalar hiç bir şekilde iptal edilmediği gibi döviz cinsinden zam yapılmasınada engel olunmamaktadır. Kur korumalı mevduat hesaplarının artmasından memnuniyet duyan Sayın Nebati; bu borçları ödemek için Merkez Bankasında dolar mı basacak, Euro mu basacak, yada her zaman olduğu gibi vatandaşın boğazına mı basacak bilemem?  Bugünlerde görünen vatandaşın boğazına basılarak enflasyon ilüzyonu ile vatandaşın cebindeki son kuruşunda alınacağı fikri bende ağır basıyor.

Seçim sathı mailine girdiğimiz bu günlerde ekonominin düzeltilmesi konusunda başarılı olamayan hükümet, icat ettiği eksi büyüme tanımlamasından sonra, yüksek enflasyonada yeni bir tanımlama üretmesini bekliyoruz. Çünkü millet dış politikadaki yapılan hataların başarı gibi sunulmasının karın doyurmadığını anlamış durumda. Her geçen gün vatandaşın cebinden alın terinin karşılığı olan gelirinin çalındığı; ancak kur korumalı şahısların servetlerine servet kattıkları bilinmektedir. Küçücük bir köy haline dönüşen dünyamızda ,iletişim araçlarını ne kadar kontrol ederseniz edin, ne kadar maniple ederseniz edin; ekonomik olarak karanlık olan bu dönemde vatandaş en ufak ışığı görebilecek kabiliyette ve dirayettedir. Kısacası iktidar hala kur korumalıları korumaya devam ederse, eş dost akrabayı futursuzca beslemeye devam ederse, malum şirketler ile hala sözleşmelerini döviz cinsinden devam ettirirse; oyun çağındaki çocuklar ekonomist kesilir ve bu çocuklar yarın sizin yanlışlarınızı yüzünüze baka baka  yüksek sesle söylerler ve gereğini yaparlar.