Türkoğlu!
Cehennemi söndürecek imanın varken, ucuz keramet peşinde koşuyorsun. Evliya suyu suya köprü yapar da nadan gider bir kaşık suda boğulur, aman ha.

Rabbin, düzenden bahsediyor. Bahsederken de "Düzen bozuculardan olmayın!" diye uyarıyor. Şimdi duruma böyle bakıldığında, muhtaç olduğun kudretin damarlarındaki asil kanda olması hikmet-i ilahinin sana hediyesi. "Yahu ne alakası var?" deme. Var. Zira sen, düzen koruyucusun.

Gülme! Dininin gereği bu. 

Boşa mı sanıyorsun "Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu" diye sana söylenen düstûru. Ferdî parolan burada saklı, efradının parolası da "mefkûre"de. Mefkûreye tefekkür lazım, tefekküre bilgi, bilgiye arzu. Fert olmadan efrada dahil olamazsın. Veznin fâ'al, iyi oku. Bak reçete nasıl çıktı ortaya. Daha feda olacaksın, az sabır.

Biz bunları konuşurken bin yılların sorusunu duyuyoruz ötelerden: Talip olmadan tâbi olabilir misin? Hadi bakalım, ara dur şimdi.

Cevabı bildiğini varsayıyor ve bu sefer Bizim Yunus'la kesiyorum mevzuyu ortasından, geri kalan sende. 

"...
'men arefe nefsehu' dersin evet değilsin
melaikten yukarı seyran arzu kılarsın
...
bilmedin sen seni sadefte ne cevhersin
mısr'a sultan olmadan kenan arzu kılarsın
..."

Aslanım! Ol'mak için öl'men şart. Öl ki olasın.