Farkında mıyız? Her 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı bir öncekinden daha sönük kutlanır hale getirildi.

Sıradan bir kutlama programı, ezberlenmiş söylemler.

Açılış, çelenk koyma, saygı duruşu ve kapanış.

Bu mudur?

Değerini bilemediğimiz ve anlamını içselleştiremediğimiz Cumhuriyeti, sadece sosyal medyada bir görsel ve altına iliştirdiğimiz bir sözle kutladığımızı ve böylelikle ona sahip çıktığımızı mı düşünüyoruz gerçekten.

Gerçekten Cumhuriyete hak ettiği değeri veriyor muyuz bunu biraz sorgulamalıyız artık.

Bizler, Cumhuriyetin bize kattıklarının farkında mıyız ondan emin değilim ama, bazıları Cumhuriyetle gelen bu hakların gücünün ve öneminin o kadar farkında ki, düşünememenin önüne sözde engel olarak Cumhuriyeti koyacak kadar da korkuyorlar, halkın bu kazanımlarından. 

Bizlerse, sanki üzerimize ölü toprağı serilmiş gibi tepkisizleşiyor, ne haksızlıklara ne yolsuzluklara sesimizi çıkarmaz, çıkaramaz hale geliyoruz.

Ülkenin içine düşürüldüğü duruma bakıp  “elimden ne gelir ki” diyenlere sesleniyor Cumhuriyet, “elinizden her şey gelir, yeter ki cesaretli olun, umudunuzu yitirmeyin” diye.

Bakın başka neler diyor bize Cumhuriyet? Kulak verelim!

‘Herkes eşit şartlarda eğitim alma hakkına ve ulaşabilme hakkına sahiptir. Hiç bir aileye veya zümreye ayrıcalık tanınmaz’ diyor.

‘Hangi düşünceye sahip olursan ol, fikrini özgürce dile getirme hakkına sahipsin’ diyor.

‘Hangi dine inanırsan inan, tüm inançlara eşit uzaklıkta olan laikliğe sahipsin. Kıymetini bil’ diyor.

‘Her bir vatandaş, sağlık hizmetlerinden ayrıcalık olmaksızın yararlanabilir. Herkes sağlıklı bir ortamda yaşama hakkına sahiptir ’diyor Cumhuriyet.

Cumhuriyet, Aile hayatın ve özel hayatın artık yasalar çerçevesinde koruma altında, kimsenin karışmasana musade etme’ diyor.

’Kimse kendinden olmayanı dışlama hakkına sahip değildir. Kimse bir diğerini düşüncesi, dili, dini, ırkı nedeniyle ötekileştiremez ve hükmedemez’ diyor.

Cumhuriyet, ’Ey Türk Kadını hapsolduğun evinden çık, hayata katıl, kimsenin, giyimine kuşamına, çocuğuna, ailene dil uzatmasına, senin adına kararlar almasına izin verme’ diyor.

Cumhuriyet,  ‘Tek adam rejimi çok gerilerde kaldı artık. Güçler ayrılığı ile herkes birbirini kontrol edebilir, denetleyebilir’ diyor.

‘Artık kimseye kul-köle olma. Sen özgür bir bireysin” diyor. 

Cumhuriyet ,‘Başa geçenleri, yönetenleri sorgula, hesap sor, hakkını ara’ diyor.’Verdiğin paraları, vergilerin hesabını sorabilirsin’ diyor.

Cumhuriyet , ‘Artık sen tebaa değil, halksın’ diyor.

’Kimse kimseden üstün değildir. Sadece, Millet iradesinin mutlak üstünlüğü vardır. Unutma’ diyor.

‘Sana kendi kaderini belirleme şansı veriyorum ’diyor Cumhuriyet. Seçme ya da seçmeme özgürlüğüne sahipsin. Seçtin ama beğenmedin mi, değiştirme hakkına sahipsin ‘diyor.

(Değerli haber sunucusu Selçuk Tepeli’nin deyimiyle )

“Patron Sizsiniz ”diyor Cumhuriyet.

Ve Cumhuriyet diyor ki ’ Ben sadece bir bayram ya da bir rejim değilim. Ben sadece kutlanacak bir gün de değilim.

Ben Egemenliğin bir şahsa, bir zümreye, bir sınıfta ait değil sadece ve sadece Millete ait olduğu Cumhuriyetim!

99. Yılını kutladığımız bu günlerde, bize seslenen Cumhuriyetin söylediklerine “Nerdeeee  Bu haklar, özgürlükler... ”diyerek veryansın ediyorsak eğer bu da bizim ayıbımız.