Tarih 1906 

Mustafa Kemal, vatanın bölünmesini önlemek ve meşrutiyeti yeniden ilan etmek için gizliden gizliye, Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurduğu sıralarda İstanbul’da bir kız çocuğu dünyaya geldi. Adı Kamile Şevki’ ydi.

Ailesi İstanbul’un köklü ve aydın ailelerindendi. Babası avukattı. Evin küçük kızıydı. Ablası ile birrlikte huzurlu bir aile ortamında büyüyordu. Kızlarının eğitimlerine ehemmiyet veren aileninde desteğiyle İstanbul Kız Lisesini kazanan Kamile Şevki’nin en sevdiği ders Biyoloji idi.

Tarih 1923 

Büyük mücadelelerle Cumhuriyet İlan edilmişti. ’Yaşasın Cumhuriyet’ sesleriyle ülke yankılanırken Mustafa Kemal Paşa ilk Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Bundan bir sene sonra 1924 de Liseden Mezun Olan Kamile Şevki İstanbul Darülfünunun Tıp Fakültesine girdi.

 Tarih 1930

Tıp Fakültesinden mezun olan Kamile Patoloji asistanlığı yapmaya başladı. Asistanlığı dönemi de, lenfogranülomatoz üzerine yaptığı araştırmalarının bulgularını içeren makalesi ‘İstanbul Tıp Dergisi’nde yayınlandı. 1932 de ikinci klinik dalı olan Dermotoloji Uzmanlığını almıştı ve artık Başasistandı. 1934 Yılında böbreküstü bezi çalışmalarıyla ilgili kendi adıyla anılan ‘Şevki Metodu’nu geliştirdi.

Bu iki insanın yıllar sonra yollarının kesişeceği yer olan ‘Etnografya Müzesi’ ise yine bu tarihlerde Atatürk tarafından açılıyordu...

Tarih 1933

Cumhuriyetin 10.yılının kutlandığı bu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından eğitim için Berlin Üniversitesi Tıp Fakültesine giden Kamile Şevki Berlin’de geçirdiği yıllarını iyi değerlendirdi. Çok iyi derecede Almanca öğrendi. Patoloji Enstitüsünün ders ve seminerlerine aktif olarak katıldı, otopsi ve mikroskobik tanı çalışmaları yaptı.

kamile sevki foto

Kamile Şevki, 1935 yılında Türkiye’ye döndü ve Sağlık Bakanlığının 28 Haziran 1935 tarihinde kendisine verdiği belgeyle Türkiye’nin ilk kadın patoloğu oldu.

Tarihler 1938 i gösterdiğinde Mustafa Kemal Atatürk ilerleyen hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmiş tüm yurtta hüzün hakimdi.

Kamile Şevki o’nun açtığı yolda ve kadınlara kazandırdığı özgürlüklere sıkı sıkıya bağlanarak başarıdan başarıya koştu.

1945 yılında kendisinin de kurulmasında emek verdiği Türkiye’nin ikinci tıp fakültesi olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine histoloji ve embriyoloji profesörü olarak atandı. Böylece Türkiye’de tıp alanındaki ilk kadın profesör oldu.

1954 yılında Türkiye’nin ilk elektron mikroskobu laboratuvarı, Kamile Şevki’nin yönetimindeki Ankara Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Kürsüsünde açıldı.

1955 yılında ülkemizde yayınlanan ilk tıp ders kitabı olan Histoloji (Genel Bölüm) kitabını yayınladı
Ve bir gün...

Tarihler 8 Kasım 1953'ü gösterirken gece saat 23:00 suları Prof. Kamile Şevki Mutlu’nun ev telefonu çaldı.

Arayan Ankara Valisi Kemal Aygün’dür.

- ‘’Hocam, 10 Kasım günü Ata’mızın naaşını Anıtkabire’e taşıyacağız ve geleneklere uygun olarak defnedeceğiz lakin bozulmadan korunduğunu belgelemek için muayene etmenizi rica ediyoruz.”

Prof. Kamile Şevki Mutlu, bu tarihi görevi yerine getirmek için 9 Kasım 1953’te Etnoğrafya Müzesi'nde hazırdır. 

Atatürk’ün geçici kabrinden çıkartılarak katafalkın üzerine konulan gül ağacı tabutunun önünde titriyordu... Bir ara ‘galiba bayılacağım’ diye mırıldandı.

Saygı duruşu yapıldı.

Gül ağaçı tabutun vidaları söküldü ve kapağı kaldırıldı.

Ortalığa tahnitte kullanılan solüsyonların kokusu yayıldı.

Cenaze, beyaz kefene ve ardından kahverengi muşambaya sarılıydı. Aynı zamanda taşınma sırasında zarar görmemesi için naaş ile tabut arasındaki boşluklar talaş ile doldurulmuştu. Talaş ıslaktı, bu iyiye işaretti, koruyucu solüsyonun uçup gitmediğini gösteriyordu.

Prof. Mutlu, muşambayı ve daha sonra beyaz kefeni göğüs hizasına kadar açtı.

Vücut parafinli sargılarla örtülüydü.
Yüzü ise ıslak pamukla kaplıydı.
Adeta zaman durmuştu
Çıt çıkmıyordu
Nefesler tutulmuştu.
Prof.Mutlu pamuk tabaksını yavaşça kaldırıdı.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yüzü ortaya çıktı.
Hiç bozulmamıştı.
Teni bronzdu.
Altın saçları rengini kaybetmemişti.
Kalın kaşlarından birkaç tel kopmuştu...
Sol göz kapağının üzerine düşmüştü.
Sakalı hafif uzamıştı.

15 sene önce Dolmabahçe’de yatağında uyur gibiydi.

Atatürk’ün naaşını son görenler arasında bulunan Prof. Kamile Şevki Mutlu Atatürk’le yüzyüzeydi.

Yanağına dokundu. Okşadı. O an neler hissettiğini ise seneler sonra ‘Bir an için sanki konuşacakmış gibi hissettim.’ diyerek açıklayacaktı.

Dualarla tekrar kefenlenen Atatürk’ün naaşı yeni tabuta konularak üzerine Türk Bayrağı örtüldü. Ertesi gün Anıtkabir’de toprağa verildi.

Kamile Şevki Mutlu, bir Cumhuriyet Kadınıydı.

Türkiye’nin ilk kadın tıp profösörü olan Kamile Mutlu erkek egemen bir toplumda kadının var oluşunu sağlayan Ata’sıyla yüzyüze geldiği o anda neler hissetti hangi duyguları yaşadı bilinmez ama orada Ata’sının sayesinde elde ettiği o kutsal görevini layıkıyla yerine getirmişti.