Günümüz insanı karmaşık bir ruh halinin çeperlerinde savrulurken, ikili ilişkiler bu savrulmaların en görünür alanı haline geliyor. Özellikle melankolik, nevrotik ve içe kapanık bireyler için aşk, sevgi ve yakınlık; huzurun değil, çoğu zaman içsel savaşların bir sahnesi olabiliyor.madde ve alkol ise bu yangının temel ham maddesidir.

Melankolik Yapı: Sevmenin Sessiz Yarası

Melankolik bireyler, duyguları derin yaşar; hayatı hislerin süzgecinden geçirerek anlamlandırırlar. Bu kişiler için aşk; bir güzellikten çok, bir yük gibidir. “Distimik bozukluk” (süreğen depresyon) eğilimi taşıyan bu bireyler, mutluluğu kısa ömürlü bir misafir gibi görür.

İlişkide karşısındaki kişiye tutkulu bağlar kurar, fakat bu bağlar çoğunlukla “kendi içindeki vicdanı doldurma çabası”dır. Sevgi bekler, verir gibi görünür ama çoğu zaman alıcı olur dengeyi başaramaz. Çünkü öz-değeri, ilişkideki en zayıf halkadır.hissetmeden sadece iyilik olsun ve öz değer doygunluğu için ilişki yaşayabilir. 

4Eb293Ea F459 40Bc 8D99 395257A35978

Nevrotik Zihin: Aşkı Tehdit Olarak Görenler

Nevrotik kişilikler, duygusal olarak aşırı hassas, mükemmeliyetçi ve kaygılı bireylerdir. “Genel kırılganlık” ile “bağlanma kaygısı” bir araya geldiğinde, ilişkilerde dramatik iniş çıkışlar yaşanır. Bir gün aşkla parlayan, ertesi gün yokmuş gibi kaybolan bir ruh hali vardır. Panik bozukluğu ile tepkime verir.

Bu bireyler, partnerinin ilgisini kaybetme korkusunu sürekli yaşar ama aynı zamanda bağlanmaktan da korkarlar. İlişkide “ya hep ya hiç” tavrı gösterir; ya idealize eder ya değersizleştirir. Bu da partneri için bir duygusal labirente dönüşür.Bir açık yada eksik bulma arzusu alt binçlerin de temel yapı taşı olarak sürekli hafriyat halindedir.

Dışa dönük  kapalı yapı ve Sosyal Kaçış: Varla Yok Arası

İçe kapanık ve melankolik bir birey, zaman zaman arkadaş ortamlarında üst düzey aktif ve neşeli görünse de bir süre sonra ansızın kaybolur. Sosyal çevresinde “bir varmış bir yokmuş” havası estirir. Bu durum, “çekingen kişilik bozukluğu” veya “sosyal anksiyete bozukluğu” ile açıklanabilir.

İlişkilerde derin bağ kurmak ister fakat reddedilme korkusu nedeniyle samimiyet geliştirmekte zorlanır. Sevilmek ister ama sevgiye güvenemez. Kendi içinde büyük fırtınalar koparken, dışarıdan sakin hatta donuk görünür.

Peki Bu Kişilik Tipi Ne Yapmalı?

    1.    Psikoterapi: Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT) ya da Duygu Odaklı Terapi, bireyin duygularını fark etmesini ve işleyebilmesini sağlar.
    2.    Kendilik Değeri Üzerine Çalışmak: Öz-değer kavramı güçlendikçe, ilişkilerdeki duygusal sağlıklı bağlanma oluşur
    3.    Duygusal Günlük Tutmak: İçsel dünyayı yazıya dökmek, kişinin kendisini anlaması için büyük bir adımdır.
    4.    Sosyal Destek: Sağlıklı ilişkiler kurabileceği, güvenli bağlar oluşturabileceği bir sosyal çevre oluşturmak önemlidir.

İlişkiler yalnızca sevilmeyi değil,sevmeyi ve kendini tanımayı da gerektirir. İçsel çatışmalarla büyüyen bir aşkta, ne aşk yeterince sağlıklı aşk olur ne de sevgi gerçek anlamda huzura akar. Uçlarda yaşamak yerine, duygularla barışık bir merkezde buluşmak mümkündür—ama bu, önce kendini kabul etmekle başlar.