Büyük tartışmalar, ilginç protestolarla  Dezenformasyon Yasası Meclis'ten geçti. Bazı maddeler yürürlüğe girdi, bazıları 1 Nisan'da girecek.

Muhalefet partileri yasanın özgür basına sansür anlamı taşıdığını söyleyerek, yasayı sansür yasası olarak nitelendirdi. 
Yasanın 29. maddesi en çok tartışılan maddeydi. Bu madde ne diyor bakalım:

Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Tek tek, kelime kelime inceleyelim ve örneklendirelim. 

SIRF: sözlük anlamı yalnız, bütünüyle, tüm olarak.

SAİK: sözlük anlamı güdü, neden.

1-"Sırf halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak saikiyle,"

Yayılan haberin gerçek olması ya da olmaması bir yana, bu haberi yapan kişinin emelinin halkı korkuya sevk etmek olması cezalandırmaya gerek olan konudur. Yani haber doğru olmayabilir -ki bu her gazetecinin başına gelebilir ve sonradan düzeltme yapılır- ancak bu haberi yapan kişi halka korku aşılamak amacını taşıyorsa cezalandırmaya gerek görüleceği maddeye göre açıkça bellidir.

2-"...ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi,"

Gazetecinin ya da sosyal medya kullanıcısının ceza alması için yaptığı haberin öncelikle 1. maddedeki olguları sağlaması ardından ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit etmesi veya kamu düzenini bozması (temel hak ve özgürlükler de kamu düzenine dahildir) veya genel sağlığı tehdit edecek bir bilgiyi yayması, bunu yaparken de halka korku ve panik yayma amacı taşıması gerekmektedir. 

Soruyorum: pandemide kaç kişi aşı karşıtlarının akıl dışı kampanyası sebebiyle öldü? Kaç kişi maske karşıtları yüzünden günlerce hastalık geçirdi?

3-"kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse,"

Bilgiyi yayan kişinin halkı birbirine düşürecek, kutuplaştıracak, düşmanlığı körükleyecek bir bilgi yaymış olmasıyla birlikte 1. ve 2. maddeleri de aynı anda aynı içerikte işlemesi gerekiyor. Ayrıca bilgiyi 'alenen' yani herkesin göreceği şekilde yayması gerekiyor. 

Özetle haber ya da bilgiyi yayan kişi sırf halk arasında korku yaymak için, yalan bir haberi gerçek gibi ülke güvenliğini, kamu düzenini veya halk sağlığını bozacak şekilde ve bunlara ek olarak halkı birbirine düşman edecek şekilde 'açıkça' yayan kişi 1-3 yıl arası hapis cezası alır. 

Bütün bu kriterler sağlandığında korkması gereken kişilerin sosyal medya kullanıcıları ya da gazeteciler değil başkaları olduğunu düşünüyorum. 

Şartlar göz önüne alındığında halka korku yaymak fiilinin zaten işlenmeye başlandığını görüyorum. Maddenin bilinçli olarak ifade özgürlüğüne sınır koyacağı algısı halka yayıldı. İfade özgürlüğünün en özgür alanı sosyal medya da bu yolla baskı altına alınmış oldu. Kanunlarda bihaber vatandaşlarımız geriye dönük paylaşımlarını bile silmeye başladılar. Maalesef okumayı seven bir toplum olmamanın karşılığı kendi ülkesinin yasalarından bile habersiz kalmaktır. 

Herkes bir yana, halka güven aşılaması gereken muhalefet yetkilileri neden bu yasayı bölüm sonu canavarı gibi önümüze koyuyor? Neden seçimlere 8 ay kala vatandaş olduğumuzu ve haklarımızı hatırlatmak yerine bizi daha fazla korkuya sevk ediyor?

Sözün özü: KORKMAYIN. ÇEKİNMEYİN. DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE KİMSE KET VURAMAZ. VATANDAŞ OLARAK HAKLARIMIZ VAR. SESİMİZİ KİMSE KISAMAZ.