Hürriyet Gazetesi ve Pantene işbirliği ile 47’ncisi düzenlenen Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde İbrahim Tatlıses’e ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ verilmesi kamuoyunda büyük tepki yarattı. Sosyal medya kullanıcıları ve sivil toplum örgütleri Tatlıses’in kadına yönelik şiddet olaylarını ve şiddet içerikli ifadelerini hatırlatarak ödülün geri çekilmesini talep etti. Pantene’den konuyla ilişkin ilk açıklama da Şirketin Instagram hesabı üzerinden yazılı bir açıklama yayınlanarak ‘ödül verilen sanatçılarla ilgili bir dahiliyetin olmadığı’ kaydedildi. 

Olay nereden bakarsanız bakın bir pazarlama ve PR faciası. “PR nasıl yapılmaz?” diye iletişim fakültesinde ders konusu olacak bir vaka örneği. Yandaş tüpçüye satıldıktan sonra Hürriyet gibi kamuoyunda marka değeri ve itibarı yerlerde olan ve gün geçtikçe tiraj kaybeden iktidarın Pravda’sının bir 3. Sınıf organizasyonuna onca para döküp sponsor olmak gerçek bir pazarlama ve PR hatası. Ayrıca bu krizde Hürriyet’in suçlanmıyor oluşu da tamamen bahsettiğimiz itibar kaybından kaynaklanıyor. Halihazırdaki kamuoyu algısı yerlerde olan bir “gazete”, kamuoyu tarafından ciddiye bile alınmıyor, eleştirilmeye bile değer görülmüyor. 

Kadınları aşağılayan, kadına şiddeti meşru gören bir türkücü parçasına her hangi bir demokratik batı toplumunda “yaşam boyu onur ödülü” verirseniz ertesi gün sizin onurunuz yerlerde gezinir. 

Yaşanan bu rezalet ve krize karşı yapılan basın açıklaması bile imla hatalarıyla dolu; “Dahliyet” nasıl bir tanımlamadır acaba? Bu metni kurumsal iletişim biriminin ya da PR ajansının en çömez elemanı mı yazdı? Yok, kurumsal iletişim direktörü ya da PR ajansının direktörü bizzat kendisi yazdıysa daha büyük rezillik. 

Pantene markası ve arkasındaki “dünya devi” şirket P&G tabir yerindeyse kendi bacaklarına sıkarak durduk yere kriz yaratmıştır. Kriz yönetiminden birinci derecede sorumlu mevkideki kişiler yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürlük olmasına karşın kriz patlak verdikten sonraki en aktif kişi veya bölüm kurumsal iletişim/ halkla ilişkiler sorumlusu veya bölümüdür. 

Kriz dönemlerinde elbette sorumluluk şirketlerin ve kurumların idari amirleri yani en üst düzey yöneticilerdedir. Ancak her ne kadar basının önünde kurum yetkilileri olsa da unutulmaması gereken o kurum yetkililerini yönlendirme, basının sorularına hazırlama, kurumun itibarını yönetme anlamında temel rol ve görev halkla ilişkiler bölümü, çalığını veya dışarıdan halkla ilişkiler desteği alınıyorsa halkla ilişkiler ajansı yetkililerinin olacaktır.

İşte bu nedenlerden dolayı pantene’nin daha ciddi bir açıklama yaparak, özür dileyip, Tatlıses’e verilen ödülü geri çektiklerini açıklamaları ve bu rezalette payı olan herkesin derhal istifa etmesi gerekiyor. Ancak siyasette ya da bürokrasi de bile yapılan yolsuzluklar ya da ölümcül hatalar sonrasında istifa ve özür mekanizması işlemediği için böylesi etik duruşu bir şirketten beklemek ham hayal oluyor…